Hutbede vefanın; sevgi, saygı, sadakat ve fedakârlığın göstergesi olduğu vurgulandı. Kişinin sözünde durması, iyiliğe iyilikle karşılık vermesi, zor zamanlarda elinden tutanları unutmaması, sevinenlerle mutlu olması ve üzüldüğünde gözyaşını silmesi vefanın işaretleri olarak tanımlandı. Ayrıca vefanın menfaat değil muhabbet, nefret değil aff, zulüm değil adaletle bağlantılı olduğu ifade edildi.
Diyanet, hutbede vefanın en yücesinin Allah’a karşı gösterilen bağlılık olduğunu hatırlattı. Allah’a verilen sözlere sadık kalmanın ve O’nun emirlerine itaat etmenin, nimete şükür ve imtihana sabırla karşılık vermenin vefa örnekleri arasında yer aldığı belirtildi.
Vefa borcunun gereği
Peygamber Efendimiz’e (s.a.s.) karşı gösterilen vefanın da önemine değinilen hutbede, O’na iman etmek, sünnetine uymak, ehl-i beytine sevgi göstermek ve mübarek ismi anıldığında salavat getirmek, vefa borcunun gereği olarak ifade edildi.
Hutbede aileye, büyük ve küçüklere, yakınlara ve topluma karşı gösterilen vefa da ele alındı. Kan ve organ bağışı yapmanın, muhtaçlara yardım etmenin, yetim ve öksüzleri gözetmenin, bir fidan dikmenin, milli ve manevi değerlere sahip çıkmanın vefa örnekleri arasında olduğu vurgulandı.
Diyanet, günümüzde vefa duygusunun azaldığına dikkat çekerek, imanla vefa göstermenin önemine işaret etti. Hutbede vatandaşlara, kendi hayatlarını ve çevrelerini gözden geçirerek vefa borçlarını yerine getirip getirmedikleri soruldu.
Hutbe, Peygamber Efendimiz’in “Emanete riayet edenin imanı olgunlaşmıştır, ahde vefa gösterenin ise dini kemâle ermiştir” hadisiyle sona erdi.