Tarık abim bu gazetede Köylüoglu soyadı görmek istiyorum dediğinde çok heyecanlanmıştım. Her hafta ne yazarım yazacak ne bulurum diye kafamda sorular vardı.
Ama ülkemizde olaylar dert sıkıntı problem hiç bitmiyor. Bu haftaki gündem İstiklâl Marşı, evet şaka gibi. Yazılışının yıldönümü değil Mehmet Akif Ersoy’un ölüm yıldönümü değil. İstiklâl Marşımızın ruhumuza işlememesi ve değişmesi.
Yok artık daha neler. Bir bu kalmıştı. Derler ya fıstığın yeşili kaldı diye. Kimin ruhuna işlemiyorsa ruhunuzda var sıkıntı. Ülkede her şey güllük gülistanlık, çocuk tecavüzcüleri için bir yasa çıkmadı hayvan hakları için bir yasa çıkmadı işsizlik aldı gidiyor fabrikalar satılıyor herkes hakim polis olmuş birilerinin cezasını kendileri veriyor. Marşta oturmayan bir şeyler varmış o büyük sıkıntı. Çocukluğumuzda Naim Süleymanoğlu şampiyon olduğunda Milli Marşımız çalınca tüylerimiz diken diken olurdu.
Milli maçlarda marsımız çalınca yine tüyler diken diken. Benim ruhuma kalbime bedenime milli duygularıma her yerime işliyor. Güftesi 1921 yılında bestesi 1924 yılında kabul edildi. Arada 3 yıl olup oturmadığı için oturmadı. 1930 yılında tekrar değiştirildi. Anca bu kadar oldu. Aradan yıllar geçmiş çocuklarımıza 10 kıtasını ezberletene kadar canımız çıkmış hoop sil baştan. Neymiş işlemiyormuş. Çocukken İstiklal Marşını okuduğumda hep yanlış okuduğumu sanırdım yanımda duran arkadaşımın dudaklarını okurdum ama oda benim gibi okuyordu yani doğru okuyor muşum 'en son ocak obe nimiletimin.. anlam veremezdim ne olduğuna hiçte soramadım kimse sormuyordu demek ki sorun bendeydi. Herkes obe nin nimilletin anlamını biliyordu bende biliyor gibi hiç bozuntuya vermedim.
Bağıra bağıra okuyordum yürekten bütün gücümle sesimiz kısılıncaya kadar. Marş değişir mi. Şarkı değil ilahi değil şiir değil yıllar önce yazılmış kabullenilmiş ezberlenilmiş Millî Marşımız bugün değişiyor.
Bazı şeyler değişmez değişmemeli. Hani her konuşmada Allah bu millete bir daha marş yazdırmasın diye Mehmet Akif’in sözüyle bitiriyordunuz. Bugün yeniden yazıp yeniliyorsunuz. Yapmayın etmeyin oturmayan bireyler var gerekçesiyle değiştirilmez oynanmaz. Vatan Millet için yazılmış marşı kafanıza göre güncelleyemezsiniz bizim marsımız bu ya bizim. Gelip kafasına göre kimse değiştiremez.
Hangi milletin alkenin değişmiş marsı. Abd’nin marsının içinde ırkçılık sözleri var ama hala söylemeye devam ediyorlar bizde vatan ordu için yazılmış marşla oynuyoruz. Böyle birse olabilirmi? Vatanı vatan yapan bayraktır topraktır marştır.
Çocuk oyuncağı değil bu. Kurtuluş Savaşı zamanında askerleri motive etmesi için orduyu ve vatanı canlı tutması için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından şiir yarışması düzenlendi. Kazanana 500 lira verilecekti 724 şiirin arasından 6 tanesi bir kenara ayrılmıştı. Buda yeterli görünmüyordu Mehmet Akif o zamanın Burdur Millî Eğitim Bakanıydı ve yarışma ödüllü olduğu için katılmamıştı.
Arkadaşı ödülün kalktığını söyleyip yarışmaya katılmasına ikna etmişti 48 saat sonunda şiir yazıp yollamış ve 7 askere okutuldu içinde en güzeli seçildi.
Yani şunu diyorum 90 kusurluk bir marşı değiştiremezsiniz vatani orduyu canlı tutmak için çabalayan bir ruhla yazılmış okulda marsımız çalarken sokakta duran insanların. Statlarda coşkuyla söyleyen taraftarların. Avaz avaz okuyan çocukların toplantılarda toplantıya başlamadan 1 dakikalık saygı duruşundan sonra ayakta saygıyla okuyan insanların kulağından ruhundan kalbinden silemezsiniz dokunmayın bestesine dokunmayın güftesine dokunmayın kıtasına dokunmayın şiirine dokunmayın marsıma dokunmayın ruhuma dokunmayın milli duygularıma.