Türkiye'nin başkenti Ankara, sadece siyasi ve idari özellikleriyle değil, aynı zamanda zengin kültürel mirası ve derin tarihi geçmişiyle de tanınmaktadır. Bu tarihi miras, Ankaralıların yaşam tarzında, geleneklerinde ve adetlerinde kendini gösteriyor.
Kentte, başarılı bir şeyin üzerine söylenen "Maşallah" ifadesi, olumlu bir gelişmeyi kutlama ve koruma niyetini taşımakta. Bu ifade, Ankaralıların kültürel kimliklerini yansıtan bir öğe olarak sıkça kullanılıyor.

Sincan ilçesinde ise "at mühendisleri" olarak adlandırılan bireyler, at yetiştirme ve binicilik konusunda gösterdikleri ustalıkla tanınıyorlar. Bu gelenek, at ve biniciliğin Ankara'da hâlâ ne kadar değerli olduğunu gözler önüne seriyor.
Gastronomi alanında ise, düğünlerde ve özel davetlerde hazırlanan "Keşkek" adlı geleneksel yemeğin yeri ayrı. Bu yemek, buğday ve etin uzun süre pişirilmesiyle elde ediliyor ve toplumsal dayanışmanın bir sembolü olarak kabul ediliyor.

Tıbbi alanda, geleneksel "hacamat" uygulaması ise hâlâ oldukça popüler. Cam bardak yöntemiyle yapılan bu uygulama, kötü enerjilerin arındırılması için tercih ediliyor.
Müzik kültüründe ise Çankaya ve Beypazarı gibi bölgelerde türküler ve halk müziği yaşatılmaya devam ediyor. Geleneksel halk oyunları, mangala gibi strateji oyunları ve güreş de şehrin diğer önemli gelenekleri arasında.
Ankara'nın bu zengin ve çeşitli gelenekleri, başkentin tarihi dokusunu ve kültürel zenginliğini ortaya koyuyor. Bu gelenekler, Ankaralıların birliğini, kimliğini ve karakterini yansıtıyor ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlıyor.