Geçen haftalarda İran’da düşen jet kazasında toplam 11 kişi hayatını kaybetti. 11 genç insan 11 genç kadın. İçlerinde yeni evlenmiş nişanlı bekar 4 aylık bebeği olan insanlar vardı. Nisan ayında evlenecek olan Mina Başaran’ın bekarlığa veda partisinden dönüyorlardı. Mina Başaran da o jetteydi ve yaşamını yitirdi. Aylar önce diktirdiği gelinliğini giyemeden. Çırağan Sarayı verdikleri kaporayı iade etmiş. Vakko ve Beymen kıyafetleri iade edebileceklerini söylemişler. Düğünde şarkı söyleyecek olan Kenan Doğulu menajeriyle parayı aileye göndermiş. Ne acı. Yapılan sarf edilen her şey geri döndü. Mina arkadaşları ve mürettebat hariç. Kimse böyle hayal etmemişti. 11 ailenin ciğeri yandı kavruldu. Kor oldu. Buraya kadar her şey çok acı. Daha da acısı iğrenci sosyal medyada yapılan yorumlar insanlık dışı. Kanım çekildi dondu. Bu yorumları yapan, yazanlar varlık sıfatınızın altında var olmayın. Hep fakirler mi ölecek sıra zenginler de Allah’ın adaleti sonunda kendini gösterdi. Ülkede şehit varken bunlara mı üzülüyorsunuz şımarıklığın sonu iyi olmuş!!! Aklımda kalan beynimi yakan yorumlardan bazısı bunlar. Size ne, size ne. Allah’ın adaletini sorgulamak size mi düşer siz kimsiniz. Bu sefer zenginler öldü demek ne aptalca bir yorum. Zengin fakir arasında kan davası olsun o zaman. Bir oradan bir buradan. Evet sınırda savaş var elimiz kalbimizde şehit haberi geldikçe kahroluyoruz. Şimdide ölenleri mi yarıştırıyorsunuz. Ölümün her türlüsü acı bunu oturup kıyas edemezsiniz. Şehit verdiğimizde de acı aynı. Kazada, aniden yada hasta yatağında sevdiklerimizi kaybetmekle aynı acı bunu yarıştıramazsınız. Cenazeleri Türkiye’ye geldiğinde anne baba eşlerinin ağıtları yüreğimizi yaktı. Bu zenginde de fakirde de aynı. Tarifi yok. Özet şu ki insan olanın, yolu insan olmaktan geçenin acısı da ağıdı da, feryadı da ciğeri de aynı. Nasıl sevgiden, merhametten, vicdandan yoksun olabiliyorsunuz. Rahmet dilemek yerine ölenlerin arkasından konuşmak hangi surede geçiyor. Midemi bulandırıyorsunuz. Beyninizin, kalbinizin, fikirlerinizin kötülüğünde boğulun. Yok olun. Kim sizi mutsuz ettiyse acısını ondan çıkarın kime neye özeniyor kıskanıyorsanız özendiğiniz yaşamak istediğiniz hayat için dua edin. Allah’tan isteyin. Kimseyi lanetlemeyin. İnsanların acısı üzerinden prim yapmayın. Tanımadığınız insanlar hakkında fikir yürütmeyin. İnsanlar acılıyken akla mantığa sığmayan yorumlarınızla acılarının üstüne acı eklemeyin. Sosyal medya çakalları diyorlar. Aynen öylesiniz. Oturduğunuz yerden insanların hayatına giyinişine, duruşuna, gezdiğine, tozduğuna yorum yapıyorsunuz. Çünkü başka işiniz gücünüz yok. Dünyanız karanlık karanlığınızla insanları da karartıp boğuyorsunuz. Kininizi, nefretinizi tek parmağınızla sarf ettiğiniz tuşlarla kusmayın. Sizi kim bu hale getirdiyse ona kusun. Yastığa başınızı koyduğunuzda vicdanınızın sesini dinleyin diyeceğim ama olmayan şeyin sesini duyamazsınız. Atın su dar gözlüklerinizi insanların yaşamından çekin parmaklarınızı. Herkesin kendine ait bir hayati olduğunun bilincine varın kim nasıl yaşamak isterse öyle yaşar. Bunu kabullenin, saygı duyun. Ne diyordu Murathan Mungan, kelime silahı olan onu asla kullanmamalı. Bir ömür sakat bırakabilir. Kırıp parçalıyorsunuz.

Ayrıca köpek yavrularını tren rayına bağlayıp bir köpeğin ölümüne sebep olan yaratık. Buradan sana ağız dolusu küfür hakaret edesim var. Diğer köpekleri kurtardılar ama biri vahşice öldü. Ruhu kalbi hasta yaratıklar. Köpeği arabanın arkasına bağlayıp sürükleyen canavar ettiğini bul. Gücü gücü yetene olduk. Ölenlerin arkasından dua etmek yerine atar tutar olduk hiç acımadan, hiç korkmadan. Yargılar olduk, oh dedik, canımıza değsin dedik bir göbek atmadığımız kaldı. Yaradan dan korkmadan en son jetlerinde verdikleri pozda nasılda mutluydu hepsi sevdiklerine kavuşacaklarının hayali mutlulukları fotolarına yansımıştı. Bakarken içimiz sızlarken o fotoğrafların altına yaptığınız yorumlarla bir kez daha öldürdünüz. Size önce fikir ve merhamet diliyorum bir gün insan olmayı seçerseniz nefretinizden arının, ruhunuzu temizleyin. Çünkü ancak arınır paklanırsınız.