Belki ruhumuzun ihtiyacı olan bir derstir, belki de bir uyarı…
Kim bilir, belki de bir son gibi gördüğümüz ama bizim için en güzel başlangıçtır. Direndikçe zorlaşır bu öğretiler, kabul ettikçe kolaylaşır. Akışta olmak, kabul etmek demektir. Çünkü senin bilmediğin ama Yaradan’ın senin için hazırladığı nice güzellikler vardır.
Hayatın her anını ve saniyesini bir kabul edişle yaşadığında, daha da anlam kazanır yaşamın.
İçini kaplayan derin huzurla, bilmediğin ama hazır olduğun güzellikleri beklersin sevgiyle. Olmasına izin vermek, en büyük teslimiyettir.
Aslında hepimiz birbirimize görünmez iplerle bağlıyız ve Dünya ile bir bütünüz. Evreni bir orkestra olarak düşünürsek; her birimiz bu büyük orkestranın bir notasını taşıyoruz.
Düşünsene, sen bu evrendeki en önemli notasın ve evren için çok önemli ve değerlisin. Sensiz ahenk bozulur ve ritim kaybolur.
Attığımız her adım, söylediğimiz her söz, hissettiğimiz her duygu, yaptığımız her davranış… evrenin enerjisel dengesine iyi veya kötü bir katkı oluyor. Sadece kendimizi değil, bağlı olduğumuz herkese karşı sorumluyuz. Bu yüzden, kendimize ne kadar sevgiyle bakar ve sevgiyle yaklaşırsak, iç dünyamızda o kadar dengede oluruz. İşte o zaman evrenden gelen her mesajı anlarsın.
Unutma: Evren dışarıda bir yerde değil. O senin içinde…
Dinlemeyi ve duymayı seçersen, o sana her şeyi anlatır.
Sakinleş ve dinle…