Akşam yemeğinde kendi evimde tabağımda ıstakoz çıkmış kadar şaşkınım yaşadığım bu kargaşık günler sıralamasına.
     Yapabildiğim tek şey okunmaya değer bulunmayacak kadar sıradışı cümleler oluşturmak.
Tarif edemediğim aslında etmekte istemediğim duygusal hezeyanlar içindeyim sanıyorum.
     Dünyanın bütün zorbaları bir araya gelmiş saldırıyorlar temiz ak pak kalmış ne varsa, renkmi zorlarına gidiyor temizlikmi çözmedim çözümsüzdü davranışları zorbalığın.
     Kötüler çok çabuk taraftar buluyor çok kısa sürede organizmaya dönüşüp çılgınca saldırganlaşan güruha evriliyorlar, belkide temiz ve mazlum kalmanın bedeli ödenemeyecek kadar ağır bir o kadarda çekilemez oluşundan taraftar bulup çoğalamayışı, mayışmış birazda mayalanmış kim varsa sonu barbarizmle nikah masasında göz açmakla bitiyor.
Satıcısımı mahir ahlaksızlıkmı kendini satar çözemedim ahir ömrümde yakar beynimin kutsal bölgelerini sıyıracak kayış kalmayıncaya dek, allame olsa sallayamaz bu kadar kelimelerin saltanatını, tahtını yerle yeksan ediyorum anlaşılmasın derdi muradım diye saklıyorken acılarımı, yıllar varki haykırdım derdi ızdırabımı kulak kabartan dahi olmadı ölü taklidi en bilindik kaçış, kimi ver kurtul derken kimi öl kurtul daha ileri boyutlarıda var kurulan çareye yönelik kelimeler içinde imanım el verse yazardım belki, nokta koyamayacak kadar çok anlatmak istediğim ama anlaşılıp derdimin masumiyetinin mahremiyetinin ifşasından korktuğum imtihanım, rüyalarda bile hayat hakkı tanınmayan bir ucube olduğumu bilmiyorum, anlamıyormuyum bakışlarınızdan ruhsuz duygusuz kurduğunuz yapay zeka cümlelerinizden, nereye kadar kaçabileceksiniz şurda mahşere ne kaldı toplanıp huzurda utandırılacaksınız.
    Dünyada olsa utanmazsınız.