İnsan hayat boyu yaptığı tercihler sebebiyle hangi uçurumların kenarından döndüğünü bilseydi Allah'ın insanı kendine rağmen nasıl koruyup muhafaza ettiğini görebilir buda imanlarını bin kat daha artırırdı.
İnsanın aceleci kararları, kısacık ömrü sebebiyle midir yoksa içgüdüsel olarak yetişmeye çalıştığı bir güzellik mi var bilemedim. Bir kez yürümeye başlayınca ölünceye kadar bir mali hüllenin ardı sıra çatlarcasına koşar durmaz eğer ölüm onu durdurmasa.
Bir ömür emekli olup huzura ereceğini tasarlayıp emekli olunca işin işten geçtiğini anlaması ne büyük yanılgı değil midir.
Evlatlarını yetiştirip iş güç sahibi yapar elleriyle evlendirir de orada da başka bir hayal kırıklığı değil midir; gelin olsun damat olsun canlarından bir parça olan evlatlarına kısıtlamalar kurallar manzumesi dayatmalar, abartılı kıskançlık tripleri, küsmeler tısmalar zehir ederde ömrünü ağzını açamaz garip, çocukların dirlik düzenine halel gelir diye.
Bu boş emellerle kısacık ömrü heba eder, anladığında ya yoğun bakımda ya da moda tabirle "GASSAL'IN" tezgahında açar dimağını çünkü göz açma zamanı çoktan geçmiştir.
Sonuç baştan belli aslında keşkelerin kıskacında üç anlık bir dünya hayatı, bir an doğuyor, bir an yaşıyor, bir anda ölüyoruz, çok abarttığımız dünya hayatını anlamlı kılan, yaşamaya değer eden tek bir gaye Allah'ın Rızasını devşirip heybemizi doldurmak Allah'ın huzuruna elimiz boş gitmemek değil miydi, "Ne Mutlu başarıp göç edene".