İnsanlar arasında kin, nefret, düşmanlık ve aşağılama duyguları teşvik edilerek herkes kendi grubunu hoşuna gittiği için övmekte, bir başka grubu ise şiddetle yermektedir. Bu tür insanlar ayrımcılığa çanak tutan kişilerdir. Böyle bir düşüncenin İslam kardeşliği ile bağdaşması mümkün değildir. Ayrıca, siyasi anlamda ve hain güçlerin peşine düşerek kardeşliğe kurşun sıkan insanlar da bizden değildir.
İnsanlar arasında ayrım, nefret, kin ve çekişme olmamalıdır. Çünkü dinimiz kardeşliği, birlik ve beraberliği emretmektedir. Bugün birileri, Müslümanlar arasında fırkalar, ayrımlar, bölünme ve parçalanmalar meydana getirerek bizde var olan kardeşlik duygusunu yok etmeye çalışmaktadırlar.“İçinizden öyle bir cemaat bulunmalıdır ki, onlar herkesi hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler ve kötülükten vazgeçirmeye çalışsınlar; işte felah bulucular onlardır.” (Âl-i İmrân Suresi, 104)“Ey insanlar! Hakikat biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Siz birbirinizle daha iyi tanışasınız diye büyük büyük cemiyetlere ve küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah indinde en şerefliniz takvaca, ahlakça en ileri olanınızdır. Hakikaten Allah her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır.” (Hucurât Suresi, 13)
Peygamber Efendimiz de buyuruyor ki:“Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona yardım etmekten çekinmez, onu hakir görmez, ona hıyanet etmez! … (Eliyle kalbini işaret ederek üç defa) işte takva buradadır! Bir kimseye şer olarak Müslüman kardeşini hor görmesi kafidir! Bir Müslüman’ın diğer Müslüman üzerine kanı, ırzı ve malı haramdır!”
Allah (c.c.) buyuruyor:“Ey iman edenler! Hepiniz birlikte Allah’ın ipine (Kur’ân’a) sımsıkı sarılın! Sakın fırkalara, zümrelere ayrılmayın. Parçalanıp bölünmeyin. Mü’minler ancak kardeştirler; o halde kardeşlerinizin arasını bulup barıştırınız! Allah’tan korkun, taki esirgenesiniz.” (Hucurât Suresi, 10)
Parçalanan, bölünen, birbirini sevmeyen ve birbirinden nefret eden gruplar oluşturmak, olsa olsa düşmanın oyunudur. Birbirini sevmeyen, birbirine kin besleyen ekipler, Müslümanlığını yeniden gözden geçirmelidir.
Yüce Rabbimizin:“Kardeşlerinizi ıslah ediniz, aralarını bulup barıştırınız! …”
emrine uyarak, bizler bölücü değil birleştirici, ayırıcı değil bütünleştirici, nifak tohumları ekici değil sevgi ve kardeşlik tohumlarını yeşerten insanlar olmalıyız. Küsleri barıştıran, bölünenleri birleştiren ve düşmanlıkları dostluklara dönüştüren insanlar olmalıyız.
Peygamberimiz yine buyuruyor:“Birbirinize muhalefet etmeyiniz, birbirinize haset etmeyiniz, birbirinize sırt çevirmeyiniz! …”
İslam, bölünmeyi değil, bir ve beraber olmayı, kardeşçe yaşamayı emretmektedir.“Ey insanlar! İyi biliniz ki, muhakkak Rabbiniz birdir ve babanız da birdir. Bakınız, iyi kulak veriniz! Ne Arabın Aceme, ne Acemin Araba, ne kırmızı adamın siyah adam üzerine, ne siyah adamın beyaz adam üzerine hiçbir surette üstünlük iddia etmeye hakkı yoktur. Ancak fazilet takva ile olur. Zira Allah indinde en mükemmeliniz, en şerefliniz, en fazla muttaki olanınızdır!” (Veda Hutbesi)
İnsanlar arasında fikir, düşünce ve yorum farklılıkları olabilir. Ancak bu düşünce farklılığı, bir kişiyi diğer kardeşleri üzerinde üstün kılmaz. Birlik ve beraberlik, kardeşlik, sevgi ve muhabbet, İslam’ın özüdür. Biz de bir olmak, beraber olmak ve kardeşlik duygusunu yaşatmak durumundayız. Aramızı bozan düşmanlık tohumları ekenler, bizden değildir.