MÜTERCİMLER‘in hakkında Suç duyurusu - 1

Abone Ol

Avrupa Kayserili İşverenler Birliği (AKİB) Genel Başkanı Ali Hızar Avrupalı Türklere hakaret eden Erol MÜTERCİMLER‘i Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına Suç duyurusunda bulundu.
Avrupa Kayserili İşverenler Birliği (AKİB) Genel Başkanı Ali Hızar Avrupalı Türklere hakaret eden, Erol MÜTERCİMLER’ i Avukatı Av.Mustafa Talha ER aracılığı Kayseri Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu.
Şüpheli yayımladığı video ile halkın bir kısmını aşağılama ve insanları kin ve düşmanlığa tahrik niteliğindeki ifadeler nedeniyle ilgili kanun maddeleri çerçevesince cezalandırılması ve halkın medyası adlı siteden ilgili videoya erişimin engellenmesi ve video yayının kaldırılması talebidir.
Merkezi Almanya’da bulunan Avrupa Kayserili İşverenler Birliği (AKİB) genel başkanı iş insanı Ali Hızar’ın Avrupalı Türklere hakaret eden Erol Mütercimler hakkındaki olayı anlatan Avukat Mustafa Talha ER şöyle anlattı;
Olayın İcmali
Müvekkil Ali Hızar , Avrupa Kayserili İşverenler Birliği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı ve Avrupa Kayserililer Federasyonu Avrupa Başkanı olarak her izin döneminde ülkemize gelen , başta Avrupa da yaşayan Kayserili hemşehrileri olmak üzere tüm Gurbetçi ve Ülkemiz Vatandaşlarına kendini adayan , maddi ve manevi katkılarını esirgemeyen bir şahsiyettir.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan ve şüpheli Erol MÜTERCİMLER tarafından toplumun belli bir kesimine yönelik olarak onur, şeref ve saygınlığını rencide edici ifadeleri gerçekleştirilen durum karşısında başta tüm gurbetçi vatandaşlarımız olmak üzere müvekkil Ali Hızar , derin üzüntüyle karşı karşıya kalmış , maneviyatı zedelenmiştir.
Şüpheli konuşma yaptığı esnada Gurbette Yaşayan Türk Vatandaşlarına karşın , belli bir toplumsal kesime yönelik olarak onur, şeref ve saygınlığını rencide eden ifadeler kullanmıştır. Şöyle ki ;
Şüpheli, konuşması sırasında “Hem orada yaşayacaksın hem de benim ülkemle ilgili karar vereceksin, böyle bir saçmalık olur mu? Bunu engelleyemiyorsanız gelenlerden ayakbastı parası alacaksınız.”” şeklinde doğrudan Avrupa'dan gelen gurbetçileri hedef alarak toplumun belirli bir kesimini, bölgesel kökeni sebebiyle hedef gösteren ve diğer kesime karşı kin ve düşmanlığa tahrik eden ifadeler olması nedeniyle , açıkça TCK m.216 kapsamında halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunu oluşturmaktadır. Şöyle ki ;
Yurtdışında yaşayan milyonlarca vatandaşımıza “oy kullanmasınlar” demek, açıkça anayasal hakka ve millet iradesine karşı çıkmaktır. Bu ülkenin vatandaşı olan herkesin oy hakkı vardır bu hakkı kimse keyfine göre kısıtlayamaz. Şüphelinin bu ayrıştırıcı içeren videosuna karşılık belirtmek isteriz ki; Hiçbir ırk diğer bir ırktan üstün ve daha özellikli değildir. Gazetecilik; toplumun değer yargılarına önem verilen, bütünleştirici, yapıcı eleştirilerle toplumun yönlendirilmeye çalışıldığı, etik bir anlayışla ve dikkatle hareket edilmesi gereken bir meslek olarak bilinir. Toplumu ayrıştıran ve bölen bir yaklaşım sergileyen, insanların toplumsal özelliklerini ırksal özelliklerine indirgeyen ve bu indirgemede kendince aşağılama yolunu seçerek şüphelinin açıkça saldırgan ve ayrıştıran ifadesiyle suç işlediği sabittir.
Şüphelinin bu ifadeleri fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Fikir Özgürlüğü, kamu düzenini ve toplumsal barışı tehdit eden yayınlar yapma özgürlüğü değildir. Düşünce özgürlüğü ve ifade özgürlüğü kutsaldır, ancak ifade özgürlüğü sınırsız değildir. Eleştiri ayrı şeydir hakaret ayrı şeydir. Bir başkasının inanç ve düşüncelerine saldırmak, hakaret etmek, aşağılamak hiçbir hukuk sisteminde hoş görülmez. Şikayet konusu video içeiriğinde söz konusu sınırlar fazlasıyla aşılmıştır.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, 5237 sayılı TCK’nın 216. maddesinde “Kamu Barışına Karşı Suçlar” bölümünde şu şekilde düzenlenmiştir:
(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bilindiği üzere TCK’nın 216. maddesinde yer alan “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu” somut bir tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Suç ile kamu düzeni, toplum huzuru ve barışının korunması hedeflenmiştir. Maddenin ihdas edilme amaçlarından biri de nefret söylemlerini sınırlandırmaktır.
Somut bir tehlike suçu olarak 5237 sayılı Kanun’un 216.ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen ve kamu düzenini, toplum huzurunu/barışını himaye eden, esas itibariyle nefret söylemini sınırlandırmayı hedefleyen halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçu; halkı, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak birbirine karşı kamu düzeni için tehlikeli olabilecek şekilde düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik edilmesini cezalandırmaktadır.
Madde gerekçesinde de açıklandığı üzere; suçu oluşturan “tahrik”, soyut saygısızlık ve reddin ötesinde, bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya veya bu tür tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olmalıdır. Fiilin suç teşkil etmesi için bunların ötesinde, ağır ve yoğun bir tarzda kin ve düşmanlığa tahrikin var olması gerekir. Diğer bir tabirle etkili bir şiddet çağrısı ya da nefret söylemi içermelidir. Failin fiili, adet ve şahıs olarak muayyen olmayan toplum kesimi üzerinde kin ve nefret duygularının oluşumuna veya mevcut duyguların pekişmesine etkide bulunduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
Kin ve düşmanlık; “husumet beslenen konuya karşı tasarlayarak zarar vermeye, öç almayı gerektirecek şiddette nefret duymaya yönelik hareketlerin zemini oluşturan psikolojik bir hal” olarak açıklanabilir, “kin ve düşmanlık” ibaresinin anlamı da dikkate alındığında sadece “şiddet içeren ya da şiddet tavsiye eden tahrikler” madde kapsamında değerlendirilebilecektir.
TCK m.216 gereği failin cezalandırılabilmesi için halkın kin ve düşmanlığa tahrik edilmesi yeterli olmayıp fiil nedeniyle ayrıca kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması gerekmektedir. Somut eylemlerde halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu unsurlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinde politik kaygıların da dikkate alındığı görülmektedir. Yargıtay suçun unsurlarını oluşması açısından önemli olan halk, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, bölge, kin ve düşmanlık, tahrik kavramlarını şu şekilde tanımlamaktadır (CGK-K.2005/30)
Sürecek