Odgurmuş: Yine sizi çok heyecanlı görüyorum. Yerinizde duramıyorsunuz. Neredeyse zil takıp oynayacaksınız. Milli Piyangodan para mı çıktı. Yoksa partinizden Bakanlık teklifi mi aldınız.

Monşer: Ne Milli Piyangosu ne bakanlığı? Benim sevincimin kaynağı senin Bakanlığından da Milli Piyangodan çıkan paradan da daha çok değerli. Her şey çok güzel olacak. Akşener ablamız bu sloganı boşuna üretmedi ya. Kendisinin ne kadar büyük bir lider olduğunu biz daha yeni anlıyoruz. Yaşanan bu gelişmelere “Her şey çok güzel olacak” kelimesi bile yetersiz kalır.

Odgurmuş: Bakınız şimdi merak ettim. Ülke yangın yerine dönmüşken, her taraftan alevler fışkırıyorken, Pkk silah bırakma aşamasına girme gösterisi yaparken nasıl oluyor da her şey çok güzel oluyor. Hatta SDG içindeki Pkk’lıların da silah bırakması, Suriyeli olmayan Pkk’lıların Suriye’yi terk etmesi Sdg içinde bulunan üst düzey teröristlerin Suriyeli dahi olsalar Suriye’yi terk etmeleri. Geri kalanların ise Şam yönetimi ile bütünleşmesi gerektiği üzerinde durulurken. Sizi de anlamak mümkün değil. Çok küçük meselelerden de kendinize bir pay çıkartıyor ve seviniyorsunuz.

İşin aslı ne ise söyleyecek misiniz?

Monşer: Ben sevinmeyeyim de kimler sevinsin. Önder Apo ile görüşmeleri sağladık ve devam ediyor muyuz? Ediyoruz. Önder Apo’nun teklif ve öngörmesiyle mecliste bir komisyon kurdurduk mu? Kurdurduk. Daha ne olsun. Sürekli İmralı ile görüşmeler sağladık mı? Sağladık. Hatta sizin Milliyetçiler bile önderimize sayın demeye Başladılar mı? Başladılar. Daha ne isteyeyim. Ben sevinmeyeyim de kim sevinsin.

Her şey çok güzel olacak.

Ha, bu arada: Pkk silah bırakacakmış yönetici teröristler Suriye’yi terk edecekmiş. Vs. vs. Tabi siz de buna inandınız. Pkk hiçbir zaman silah bırakmayacak. Hiçbir zaman da Suriye’den bir yere gitmeyecekler. Bu d a böyle biline.

Odgurmuş: Sizin o sayın dediklerini iddia ettiğiniz Apo denilen kefere bir bebek katili değil midir? Yüzlerce, binlerce, on binlerce insanımızın şehid olmasına sebep olmadı mı? Baskın yaptıkları köylerde sadece erkekleri, korucuları vs. şehid etmediler, yaşlıları, kadınları ve kundaktaki bebekleri ve hatta kümesteki tavukların dahi öldürülmesini emretmemiş miydiler? Doğu’da Güneydoğu’da Kürt vatandaşlarımızı da tahrik ederek devlete karşı bir durum oluşturulmuş ve bu isyan teşebbüsleri sonucunda Türk devletini pek çok meşgul etmişler ve milyarlarca liramızın heba olmasına da sebep olmuşlardır.

Böyle bir durum ortada iken bu keferelerle bir masaya oturup konuşmak, birtakım bilinmeyen pazarlıklar yapmak, bu pazarlık sonucu 10 bin civarında teröristin affı gibi konuları konuşmak ne menem bir iştir.

Türk milleti bu durumu kaldıramaz. İlk seçimde de hesabını sorar.

Monşer: Alışırsınız, alışacaksınız. Alıştırılacaksınız.

Bakın göreceksiniz o komisyonda daha neler elde edeceğiz. Af dersen ayrı, anadilde eğitim dersen ayrı, bölge ayrışması dersen o da ayrı bir kazancımız olacak. Şimdi söyleyin bakalım ben sevinçli olmayayım da kimler sevinçli olsun.

Tabi bu arada sizi de bir dert aldı. Türkiye bölünecek, en üst düzeyde bunun toplantıları yapılıyor, bununla ilgili kararlar alınacak vs. diye endişe ediyorsunuz. Evet siz de haklısınız ama biz de haklıyız.

Cumhuriyet kurulduğunda bize söz verilen haklarımızı alamadık, bize verilen sözler tutulmadı. Şimdi önümüze fırsatlar çıktı bunu değerlendirmeyelim mi?

Odgurmuş: Anladığım kadarıyla pek çok hayal kuruyor, o hayallerinize de adım adım yaklaştığınızı düşünüyor ve o hayallerin peşinden gidiyorsunuz.

İnşallah devleti idare edenlerin basireti bağlanmaz da sizin bu hayalleriniz boşa çıkar.