İslamiyet, kardeşlik kavramını aynı ana-babadan dünyaya gelmiş olmanın ötesinde; aynı dine, aynı imana ve aynı değerlere gönül vermek olarak tarif eder. Nitekim bu hakikat Kur’an-ı Kerim’de “Müminler ancak kardeştir” hitabıyla ifadesini bulur. İslam kardeşliğinin temeli, Allah için sevmektir.
Bir ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz de gücünüzü kaybedersiniz. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”
Bir hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Müminler, birbirini destekleyen bir binanın tuğlaları gibidir.”
Coğrafyaları, renkleri ve dilleri farklı olsa da bütün Müslümanlar kardeştir. Müminlerin tamamı Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in ümmetidir. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde ümmet ve kardeş olmanın gereklerini bizlere öğretmektedir:
“Birbirinize kin beslemeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!”
Bizler tarih boyunca Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in bu çağrısını dikkate aldık. Birlik ve beraberliğimize, huzur ve muhabbetimize her daim sahip çıktık. Bu bilinçle nice kardeşlik destanları yazdık. El ele, gönül gönüle vererek her türlü zorluğa ve sıkıntıya birlikte göğüs gerdik. Aynı topraklar üzerinde yaşadığımızı, aynı idealleri paylaştığımızı hiçbir zaman unutmadık.
Gök kubbenin altında sevinçlerimiz de birdir, üzüntülerimiz de birdir. Dualarımız da birdir, “âmin”lerimiz de birdir. Düşüncelerimiz, mezhep ve meşrebimiz farklı olsa da uğruna nice şehitler verdiğimiz vatanımız birdir. Dün olduğu gibi bugün de cennet vatanımıza göz diken, hain emellerle kardeşliğimize kastedenler var. Bizi birbirimize düşürmek ve huzurumuzu bozmak için çalışanlar var. Aramıza fitne ve fesat tohumları ekerek bizi zayıflatmak isteyenler var.
Bunlar karşısında hepimize düşen; birlik, beraberlik ve kardeşliğimizden asla ödün vermemektir. Din, Kur’an, vatan ve ezan gibi mukaddesatımız etrafında birbirimize kenetlenmektir. Şehitlerimizin uğruna canlarını feda ettikleri ulvî değerleri yaşamak ve yaşatmaktır.
Göz aydınlığı yavrularımızı ve geleceğimizin teminatı gençlerimizi, inancımıza, tarihimize ve medeniyetimize sahip çıkacak iyi bir insan olarak yetiştirmektir. Onları güler yüz ve tatlı dille, camilerimizin huşû ve huzur veren manevi iklimiyle buluşturmaktır.
Şüphesiz ki Allah’ın yardımı müminlerle beraberdir ve zafer inananlarındır. Vatanımıza göz diken, milletimize ve ümmet-i Muhammed’e düşmanlık besleyen; Filistin’de bebek, kadın, yaşlı demeden masumları katleden işgalci zalimlere gelince, onlar mutlaka kaybedeceklerdir. Rabbimizin vaadi gayet açıktır:
“De ki: Hak geldi, bâtıl yok oldu. Zira bâtıl yok olmaya mahkûmdur.”
Cenab-ı Hak birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyen hainlere fırsat vermesin.
Türk ve Müslüman olmak bizim için şereftir, şandır, onurdur, şahsiyettir!
Hz. Âdem’den, Hz. Nuh’tan kardeş olarak geldiğimize inanıyoruz. Bu millet, kendisine ihanet eden ve kardeşliğine zarar verenleri asla unutmaz.
Cumanız Mübarek Olsun. Hayırlı Cumalar.