Herkese kucak dolusu sevgiler selamlar efendim. Yeni yayın döneminde Çamlık TV’de Meltem Yozgat’ta programı ile köy köy geziyoruz. Yozgat köylerimizi bir yandan tanıtırken, unutulan kültürümüz varsa ön plana çıkarmak, bir sorun olduğundayetkililere iletmek için kollarımızı sıvayarak, düştük yollara.
İlk programımız Yozgat’ın yanı başında 10 kilometre uzaklıkta olan Çalatlı Köyü. Sorgun’a giderken içinden geçtiğimiz köyü sadece yol kenarı kadar görüyor, küçük olduğunu düşünüyordum. Meğerse bir ben var benden içeri gibi bir köymüş. İç tarafına girince saklı bir köy daha çıktı koynundan. Anayoldan içine girince bir köprüden geçtik, tarihi değil o köprü belirteyim, köy deresindeki köprüden bahsediyorum. Başımı bir kaldırdım, ne göreyim, bir bahçe, kamelyalar var, bildiğin piknik yeri. Nasıl dedim ya, bizler piknik yeri ararken, kalabalıktan kaçarken, böyle bir yerden bihaber yaşıyoruz. Kimse de bilmediği için de biraz bakımsız kalmış, otlar almış başını gitmiş. İki üç kişi toplanıp halledilebilir aslında. Çalatlı halkından, Çalatlı büyüklerimizden ricamdır bu bahçe sadece köye değil, Yozgat halkına da kazandırılmış olacaktır.
Yeni muhtarı ararken eski muhtarı bulduk, başladık gezmeye. Mezarlığa gittik, bahçeden sonra, bir taş gösteriverdiler. Hatta o taşın perşembe gecesi ışık saçtığını söylediler. Ben bilmem bu durumu, görmedim çünkü. Bu taş mezar taşı imiş, Osmanlı askeri Selvi Bey Çalatlı’da yaralanıp, düşer, vefat eder ve Çalatlı’ya gömülür ve o mezar taşı konulur. Askerin atlı olmasından dolayı da köye Çalatlı denildiği söyleniyormuş, bir rivayete göre de; köye gelenler(o dönemler atla gelirlermiş) misafirler, giderken de kim hızlı gidecek diye yarış yaparlar ve çal ata, atlıya derken Çalatlı ismi verilmiş.
Köyde gezerken gördüğümteyzeler, amcalarla sohbetlerin tadı damağımda kaldı. İletişime açık, misafirperverler oldukları belliydi. Köyde bir teyzeme nasılsın dedim sen naşalsin dedi, sen nasılsın demekmiş, Yozgat’ta önceden çok kullanılırmış. Yozgat kültürüne özgü yeni bilgiler öğrendikçe çok mutlu oluyorum. Siz biliyor muydunuz?
Sohbet sohbeti açtı derken, Köy Odası var dediler gittik, 100 yıllık olan köy odasının dolabımın işlemeleri görmeye değerdi. Bakımsız ve kullanılmaması beni üzdü açıkçası.
Çalatlı Tarihi Köprüyü de unutmadım elbette. Osmanlı Döneminde gün ışığına çıkarılan köprünün tam tarihi bilinmiyor. Hemen Çorum yol ayrımına gelmeden levha ile yönlendirilmesi olan tarihi köprümüzü mutlaka görmelisiniz.
Hep ismini duyduğum kendisini bilmediğim Saffet Çoşkun amcayla tanışma fırsatımız da oldu. Köye okul yaptırmış olmaları kardeşi Hüseyin Coşkun’la beraber benim için bambaşka bir boyut . Köyümü terk etmedim ve annemin vasiyeti bu yöndeydi dedi. Köyünü terk etme demiş ve yatırımını Çalatlı’ya yapmış. Bir Yozgatlı iş insanının Yozgat’a yatırım yapması da bence kayda değer bir güzellik.
Ekinler biçilirken denir ya hep, ekinler biçiliyordu tarlaya gidip çekim yapalım derken yeni muhtarımızı da orada bulduk. Köyle ilgili kısa bilgileri vermiş olsa da biz çoktan geziyi bitirmiştik. Şimdi köye gidince ilk muhtarı buluyorum öğrendim. Tüm muhtarlarımıza da selamlarımı sunuyorum, köyde muhtarların olması, devletin temsilcisi olması kesinlikle bir düzen sağlıyor.
Gel gelelim aldığım notlara ve köyle ilgili kendimce yapılsa bir katkısı olduğunu düşündüğüm önerilerime… Köyün içinden geçen derenin temizlenmesi gerekiyor, halk sağlığı için de elzem bir konu. Piknik alanının temizlenip, Yozgat halkına kazandırılması lazım. Çamlık Milli Parkımızı çok yormamak gerektiği gibi, yangınlardan dolayı piknik, ateş yakma yasakları da olunca Çalaltı Piknik Yeri şehre nefes aldırır konumda duruyor. Büyük bir hayranlıkla dolabın işlemesini seyrettiğim köy odası da acilen temizlenmeli ve halka açık ziyaret yerine getirilerek Yozgat kültürüne kazandırılmalı diye düşünüyorum. Tabi bütün bu yazdıklarım olduktan sonra da yola yönlendirme levhaları da konulmalı. Kısacası bağrında güzellikler yatan yanı başımızdaki bu köyü acilen değerlendirmemiz gerekiyor.
Çekim yaparken gerek köyde konuştuğumuz değerli büyüklerimizin ( heyecandan da olabilir), gerek bizim de unuttuğumuz Çalatlı Türküsünün bir kesiti ile selamlarımı gönderiyorum. Haftaya Fakıbeyli Köyümüzün notları ile sizlerle olacağım. Saygı ve sevgilerimle, görüşmek üzere…
Çalatlı’nın yokuşu vay gurbanım bobbili
Karanfilin kokuşu hele de gider bobbili
Yaktı yandırdı beni vay gurbanım bobbili
Şu güzelin bakışı hele de gider bobbili