Ahmet Nazım Kafaoğlu Bu kargaşalıktan faydalanacağını uman Yunan ordusu da, tarihimizde Birinci İnönü Muharebesi diye adlandırılan muharebeyi Türk tarihine geçirmek için İnönü mevzilerine taarruz etmiş, iyi bir dayak yiyerek ricat etmişti ki Üçüncü Süvari Tümeni ancak o zaman Bozüyük’e varabilmişti. Düşmanı biz takip ettik ve İnegöl’ü istirdat ettikten sonra durduk. Üçüncü Süvari Tümeni, İnegöl dolaylarına yerleştiği zaman Birinci Piyade Tümeni Pazarcık’ta bulunuyordu ve bu tümenin kumandanı, kahraman rahmetli Çolak Kemal’di. Bu zat, bilahare Berlin sefirliği de yapmıştır.
Hadi gece, buzlu bir Şubat sonlarında İnegöl’e geldi. İki Çolak birleşmişti. Verdikleri karar üzerine, Üçüncü Süvari Tümeni’nden bir müfreze, bu cephede düşmanın sağ kanadını teşkil eden Tahtaköprü’de, yani Keşiş eteklerinde bulunan son karakola bir baskın yapacaktı. Baskın tertip edildi. Üçüncü Süvari Tümeni, bütün İnegöl cephesi boyunca hücum yapacak; asıl maksadın tahakkukunu temin edecek kuvvetli bir müfreze, adı geçen Tahtaköprü Karakolu’nu basarak esir almaya veyahut imha etmeye çalışacaktı.
Bu müfrezenin kumandasına, Boğazköylü Durak Efendi’nin oğlu rahmetli Hafız Mustafa memur edilmiştir. Harekete geçildi. Bu saatlerde Keşiş’in karlarını teğerek gece yarısında düşman karakolunu bastı. Fakat düşman kuvvetleri teslim olmadığı için, düşman karakoluna atılan üç bomba, bütün düşman kuvvetlerini imha etmekle kalmadı; bu kahraman Yozgat delikanlısının şehadetine de sebep oldu. Bu kahraman zabitin cansiperane kahramanlığını takdir eden Yunan kumandanlığı, askerlerine örnek olsun diye cesedini sedye üzerine koyarak bütün cepheyi gezdirdikten sonra, mevzilerin gerisinde bulunan Aksu Tekke Köyü Mezarlığı’na defnetmiş; "Kahraman bir Türk zabiti" diye de mezar taşına yazdırmıştır. Bizzat gördüm ve ziyaret ettim.
Hatıramı yazdım. Bu tarihe kadar, Millî Mücadele tarihimizi esaslı bir tetkikten geçirerek yazan olmadığını sesle söylemek isterim. Millî Mücadele savaşları, halen okuduğunuz tarihlerin kaydettiği gibi hiç de değildir.
Bizim Millî Mücadele tarihimiz, eşsiz kahramanların emsalsiz fedakârlıkları ile meydana gelmiş şanlı ve çok şanlı bir zafer destanıdır. Bizim Millî Mücadelemizi, topyekûn bir millet yapmıştır.
Bu milletin içinde doğup büyüyen, tahsil gören, büyük askerî mesuliyetler üzerine alarak bu şanlı tarihi gelecek nesle armağan etmek için mücadele eden emsalsiz kahramanlarla doludur.
Şimdi görüyorum ki, İkinci İnönü Muharebesi denirken, topu topu iki telgrafla tükenip bitiyor. Pek tabii ki bu şanlı ve büyük destanı en ince teferruatına kadar belki de belirtemeyeceğim. Fakat şimdiye kadar duyup işitmediğiniz bir takım eşsiz kahramanların bu savaşta ihtiyar ettiği fedakârlığı, gelecek nesle intikal ettirmeye çalışacağım.