Sizi kollayan koruyan bu Marksist arkadaşlarınız ve sol liderler, internet siteleri ve Tv kanalları sizi neden destekliyorlar? Her birinizi kanallarına çıkartıyorlar ve sizin fikirlerinizi uzun uzun anlatma fırsatı veriyorlar. Evet niçin destekliyorlar? Bunu sorgulamak lazım. 
    Bunlar sizi sevdikleri için mi? Sizin davanızı onayladıkları için mi? Partinizin görüş ve düşüncelerini ve çalışmalarınızı çok beğendikleri için mi bu desteği veriyorlar?
Ayrıca sormak lazım sizin gibi sizler kaç tanesiniz? Neredeyse bir düzine oldunuz. 
    Eskiden sol partiler ve sol gelenekten gelenler amip gibi bölünürlerdi de biz de onlarla alay ederdik. 
     Şimdi demek ki büyük konuşmuş onları kınamış olmalıyız ki bizim camiadakiler de aynı bölünüp bölünüp yeni yeni partiler kurmaya başladılar. 
    Adeta sabah erken kalkan bir parti kuruyor ve ardından veriyor beyanatı.
Eski Ülkü Ocakları genel başkanları da başka bir alem. Biri şu partide, öteki bu partide, daha öteki de daha öteki partide. 
     Hatta İstanbul belediye seçimlerinde ekrana çıkarak Chp adayını desteklediklerini dahi açıklamışlardı. Şimdi bu genel başkan oldukları bildirilen kişiler bir araya gelerek bir beyanda bulunmuşlar. Zafer Partisi genel başkanının tutuklanması olayını Ülkücü Hareketin geçmişi ile irtibatlandırarak hiçbir dayatmaya boyun eğmeyeceklerini bildirmişler.
Şimdi soru şu: Şimdi biz hanginize inanacağız? Şimdi biz hanginizin peşinden gideceğiz? Şimdi biz hanginize iyi diyecek, hanginize kötü diyeceğiz? Şimdi sizin hanginizin fikri diğerinden daha geçerli, daha üstün? Hanginizin fikirleri ülkeyi kalkındıracak, ülkeye hamle yaptıracak, Pkk meselesini kökten çözecek? Hanginizin fikirleri mili eğitime yeniden millilik vasfı kazandıracak? Söyler misiniz hanginiz?
Sonra siz hepiniz neredesiniz? Aynı yerde misiniz? neden ayrı ayrı yerlerdesiniz? Neden bir arada değilsiniz. 
     Kendiniz eften püften konularda dahi bir araya gelemezken bizim sizin yanınıza gelmemizi nasıl beklersiniz. 
     Birlik ve beraberliğe önce siz başlayın da bakalım, görelim. Biz de vatandaş olarak bir değerlendirmeye tabi tutalım.
     Monşer: Bu sorduğunuz konularda galiba haklısınız. Evet; önce bizim bir araya gelmemiz gerekir. Fakat nedendir bilinmez biz bir araya gelemiyoruz.
     Odgurmuş: Sizin hepiniz benlik davası yapıyorsunuz. Ayrıca “Türk milleti ne der” diye hiç hesaba katmıyorsunuz. 
     Türk milleti sessiz sedasız bekliyor ama bu demek değildir ki halkımız her şeyi görmüyor, takip etmiyor. 
    Aslında kabul edin ya da etmeyin. 
     Çoğunlukla kabul etmiyorsunuz halkı “koyu, sürü” olarak görüyorsunuz ama o halk her seçimde gereken kişilere gereken cevabı veriyor. Ama siz pişkin davranıyor anlamamazlıktan geliyorsunuz.