Milletimizi, millet yapan değerlere sahib olmalıyız. Bu duygularla donanımlı güclü, etkili toplum olmak yolunda emin kararlı adımlarla yürümeliyiz. Tarihi düşmanlarımız zaman, zaman bizlere dostluk gülüşleri atarak, kinlerini kusmaya, o tarihi kin ve nefretleriyle milletimizin değerlerini hiçe sayarak, saldırılarına devam etmektedirler. Ülkemizde yaşayan, sözde aydınlarımız belki bunun farkında olmayabilirler.
     Ülkemizin dışında yaşayan bizler her gün her saat bu olaylarla karşı karşıya kalmaktayız. Almanya’da basılan gazetelerimizin gündeme getirdiği Schalke takımının marşı gündemize bomba gibi düştü. Biz bu marşı tartışırken, haklı olarak biz Türk gazetecileri de Alman basını topa tutuyoruz.

     60 Yıllık Marş
     Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (AS) isminin geçmesi nedeniyle Müslümanlardan tepki alan kulüp, aralarında Osnabrück Üniversitesi’nden Prof. Bülent Uçar’ın da bulunduğu İslam uzmanlarının görüşüne başvurdu. 
     Süddeutsche Zeitung’un haberine göre, bu görüşler ışığında marş sözlerinin İslam’a yönelik herhangi bir olumsuzluk içermediği sonucuna varan Schalke, marşın sözlerinin değiştirilmesine gerek olmadığı kararını aldı.
Marşın tartışılan sözleri
Neredeyse yarım asır önce yazılan ve Türk basını tarafından bir hafta önce gündeme getirilen Schalke kulübünün marşında tartışmaya neden olan sözler şu şekilde:
“Muhammed bir peygamberdi, futbol oyunundan anlamazdı. Ancak (buna rağmen) bütün güzel ve ihtişamlı renkler arasından O da, mavi ve beyazı düşündü.”
     Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Genel Sekreteri Ayman Mazyek, Müslümanları olaya mizahi çerçeveden yaklaşmaya ve Hz. Muhammed’in adının geçtiği satırları daha sakin bakmaya çağırdı Mazyek, “Hz. Muhammed’in yaşadığı dönemde, 6′ncı, 7′nci yüzyılda futbol daha icat edilmemişti. Dolayısıyla peygamberin, bu satırlarda dile getirildiği gibi, futboldan anlaması da mümkün değildi“ görüşünü dile getirdi. 
     Mazyek, Alman basınına yaptığı açıklamada, bazı Müslümanların yıllar sonra marşa tepki göstermesini şöyle yorumladı:
     “Dresden’de başörtülü bir Müslüman kadının öldürülmesinden sonra Müslüman toplum içinde de sinirler hayli gergin. Gerek bu olay, gerekse Alman siyaseti ve toplumunun meseleye yeterli duyarlılığı göstermemesi, Müslümanların güvenini büyük ölçüde sarstı. İşte (Schalke olayında da) oluşan tepkilerin bu bağlamda irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani çok fazla abartmamak gerek. Farklı koşullar mevcut olsaydı, konu bu kadar hararetli bir boyut kazanmayabilirdi.”
Devamı yarın...