Avrupa Milletleri Federal Birliği
(FUEN) üyesi olan Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu(ABTTF) genel merkezi yayınladığı basın bildirileriyle soydaşlarımızın kardeşlerinin sorunlarını anlatmaya hür dünyaya Türk dünyasına duyurmaya devam ediyorlar.
Avrupa Milletleri Federal Birliği
(FUEN) Yunanistan’da Batı Trakya Türk toplumu ile Rodos ve İstanköy Türklerinin karşılaştığı zorluklar hakkında analiz yayımladı
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu(ABTTF)’nun üyesi olduğu Avrupa Milletleri Federal Birliği(FUEN)’nin Avrupa’daki otokton ulusal azınlıklar ve dil toplulukları için, hak ihlallerini ve ihlallerini kamuoyuna duyurabilecekleri ortak bir platform sağlamak amacıyla kurduğu MinorityMonitor.eu isimli projede Yunanistan’da Batı Trakya Türk toplumu ile Rodos ve İstanköy Türklerinin karşılaştığı zorluklar hakkında yeni bir analiz yayınlandı.
FUEN’e üye kısa adı ABTTF olan Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği(BTAYTD) ve Rodos, İstanköy ve Oniki Adalar Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (ROİSDER) tarafından FUEN Delegeler Kurulu’na FUEN 2013–2024 yılları arasında sunulan 18 FUEN kararının incelenmesi sonucunda kimlik inkârı, eğitim ve dini özgürlüklerin kısıtlanması, kültürel mirasın yok sayılması, vatandaşlıktan çıkarma ve örgütlenme özgürlüğünün engellenmesi gibi konularda endişeleri dile getiriyor.
FUEN tarafından hazırlanan değerlendirmede, Yunanistan’ın şu temel hakları ihlal ettiği belirtilmektedir:
Kimlik Hakkı: Türk toplumu etnik kimliği tanınmamakta, “Müslüman azınlık” şeklinde tanımlanarak asimilasyona zemin hazırlanmaktadır.
Din Özgürlüğü: Toplumun kendi din adamlarını seçme hakkı engellenmekte, vakıf mallarına keyfi müdahalelerde bulunulmaktadır.
Eğitim Hakkı: İki dilli eğitim veren Türk okulları kapatılmış, Oniki Adalarda hiçbir Türk okulu kalmamıştır.
Vatandaşlık Hakkı: 1955–1998 arasında uygulanan 19. Madde nedeniyle vatandaşlıkları iptal edilen binlerce kişi hâlâ belgesiz ve statüsüz bırakılmaktadır.
Örgütlenme Hakkı: “Türk” ve “azınlık” kelimeleri içeren dernekler yasal statüye kavuşturulmamaktadır.
Kültürel Mirasın Korunması: Camiler ve tarihi yapılar bakımsız bırakılmış, bazıları yıkılmıştır.
Analizinde FUEN, Batı Trakya ve Oniki Adalardaki Türk topluluklarının tarihsel geçmişini ele alarak, onlarca yıldır süren kültürel baskı, yasal ayrımcılık ve idari engellerin nasıl derin bir ötekileştirmeye yol açtığını gösteriyor. FUEN, Delegeler Kurulunda kabul edilen kararlarla tekrarlanan çağrılara rağmen, Yunan makamlarının Batı Trakya Türk toplumunun etnik Türk kimliğini tanıyarak uluslararası insan hakları standartlarına uygun eşit muameleyi sağlamak için etkili önlemler almadığını belirtiyor.
FUEN, Batı Trakya ve Oniki Adalardaki Türk toplumunun karşı karşıya kaldığı sistematik hak ihlallerine dikkat çekerek Yunanistan’ı uluslararası sözleşmelere uygun davranmaya çağırıyor.
Öte yandan Yeni Sol Partisi üyesi Stamatis Sakellion “Pandora’nın Kutusu”nu açtı.
Stamatis Sakellion, “Türk kimliğini reddetmenin” artık demokratik bir devletle bağdaşmadığını vurguladı
ABTTF Başkanı: “Kendi ülkemizde karşılaştığımız anti-demokratik, ayrımcı ve baskıcı devlet politikasını ve buna bağlı uygulamaları ilk kez Yunanlı olan biri tüm açıklığıyla yazdı. Sakellion’un yazdıkları ülkemizin çıplak gerçeği. Demokrasinin beşiği olmakla övünen ülkemiz artık bu anti-demokratik ve çağdışı anlayışı terk etmeli.”
Gazeteci ve Yeni Sol Partisi üyesi Stamatis Sakellion’un sol görüşlü ‘Epoxi’ sitesinde yayımlanan yazısında Yunan devletinin Batı Trakya Türk toplumuna kolektif olarak kendini “Türk” kimliği ile tanımlama hakkını tanımadığı ve bunun hem Batı Trakya Türk toplumu hem de Yunan demokrasisi için “açık bir yara” oluşturduğu yönündeki açıklamalarının yankıları sürüyor.
Makalesinde Sakellion, Lozan Antlaşması’nın imzalandığı dönemde nüfus tanımlamalarının din temelinde yapıldığını ancak bugün buna dayanan “Müslüman” tanımlamasının artık geçersiz olduğunu savundu. Sakellion, geçmişte bölgede görev yapmış eski bir valinin “Müslüman dili”nden söz ettiğini söyleyerek bu mantığa göre Müslümanların bir etnik grup olduğu sonucuna varılacağını ancak Müslüman ifadesinin dini ifade ettiğini söyledi.
Sakellion Batı Trakya’da demokrasiye geçişin tamamlanmadığını çünkü Batı Trakya Türk toplumuna yönelik meselelerin Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal İstihbarat Teşkilatı tarafından ulusal ideolojiyi şekillendirdiğini ve “derin devlet” olarak tanımlanan yapıyı oluşturduğunu söyledi.
Sakellion “Türk kimliğini reddetmenin” artık demokratik bir devletle bağdaşmadığını vurguladı; Batı Trakya Türk toplumuna “kolektif kendini tanımlama hakkı”nın tanınmasının hem demokrasi hem de insan onuru açısından kaçınılmaz olduğunu belirterek kendi partilerinin buna öncülük etmesi gerektiğini söyledi.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habip Oğlu, arkadaşımız Doğan Tufan’a verdiği bilgide,“Stamatis Sakellion’un Batı Trakya Türk toplumunun etnik Türk kimliğinin tanınmasına ilişkin olarak yazdığı makalenin yankıları devam ederken bu makaleyi elbette çok önemsiyoruz. Zira yıllardır kendi ülkemizde karşılaştığımız anti-demokratik, ayrımcı ve baskıcı devlet politikasını ve buna bağlı uygulamaları ilk kez Yunanlı olan biri tüm açıklığıyla yazdı. Sakellion’un yazdıkları ülkemizin çıplak gerçeği. Konu biz Türkler olunca ülkemiz Yunanistan’da demokrasiden söz edemiyoruz. Demokrasinin beşiği olmakla övünen ülkemiz artık bu anti-demokratik ve çağdışı anlayışı terk etmeli. Bizim ülkemizin ulusal bütünlüğüne tehdit oluşturduğumuz yönündeki şekillenen devlet politikası sona ermeli.” dedi.