Dünya bir misafirhane biz de misafirhanenin garip yolcularıyız. Gününü dolduran bu dünyaya veda edip sessiz sedasız gidiyor. Zamanı tükettiğimizin farkında değiliz takvimden düşen her yaprak bizi sona yaklaştırıyor.
Geçici bir yolcu olduğumuzu bile bile yaşıyoruz ama genelde niçin neden yaşadığımızı düşünmek de istemiyoruz. Bazen hırçın, bazen duygusuz, bazen de sorumsuz davranıyor binlerce gönül kırdığımız oluyor. Bunun vebalinin ne olduğunu da düşünmek istemiyoruz.
Yıllar su gibi akıp giderken biz de her gün yaşlanıyoruz ve sonuca doğru yaklaşıyoruz. Ama ne garip ki bunun farkında değiliz. Bir de yüzsüzlük edip bunu eğlence ile kutlayıp kendimizden geçiyoruz. Aslında zaman lehimize değil aleyhimize işliyor, ömür denilen sermayemizi tüketiyoruz. Bunun için sevinmek değil üzülmek gerekir öyle değil mi dostlar?
İnsan neden niçin yaratıldığını ve nasıl yaşaması gerektiğini unutunca beyhude bir hayat yaşayarak dününü ve bugününü boşu boşuna tüketmiş oluyor. Mal mülk toplamanın da bir işe yaramadığını hesap edemiyoruz; topladığımız herşeyi geride bırakarak hayata veda edip gidiyoruz.
İnsan nasıl bir hayat yaşaması sorusuna gelince bunun cevabı da herkese göre farklılık gösteriyor.Kimilerine göre çılgınca yaşayıp bu hayatın tadını çıkarmak; Kimine göre de tanınmış biri olup zirvede yer almak. Kimini göre de Servet üstüne servet katmak !
Öyle ya da böyle bir hayat yaşıyoruz. Tek gerçek olan ise şu: Bu hayatın bir önü bir de sonu var. Sonrası Allah’a kalmış. Zengin de ölüyor fakır de, ünlü de ölüyor ünsüz de, ağa da oluyor köle de... Sözün özü hepimiz bu dünyada misafiriz ve günü gelince de bu hayata veda edeceğiz.
Gök kubbede hoş bir seda bırakmak diye bir deyimimiz var. Bu hoş bir seda nedir ve nasıl bırakılır? Bunun cevabı da herkese göre değişiyor olsa da; insan için hoş bir seda, insanca doğup insanca yaşamak ve imanla ölmek diye özetleyebiliriz.
Bu da inanç ve imanla ilgili bir konudur. Hiç bir şey elimizde olmadığına göre (kader de bizim elimizde değildir). O halde biz neyimize güveniyoruz Allah aşkına ?. Bu nedenledir ki hayatı insanca yaşamak ve insanca tamamlamak karlı yaşamanın tek yoludur.
Bir yılın sonuna yaklaştığımıza göre: Neden niçin nasıl yaşamamız gerektiğini düşünmek ve tartışmak yanlış ve olmaz sanırım. Kimileri bu sonu eğlence ve çılgınca yaşayalım diyor kimileri de biz Müslümanız kişilik ve kimliğimizi göre yaşamalıyız diyor. Tercih sizin ne diyelim: inancınız ne gerektiriyorsa, size yakışan ne ise onu yapın diyoruz; gerisi size kalmış öyle değil mi dostlar ?...