Seni yazmak hiç kolay değil aslında. Nerden başlayacağımı hiç bilmiyorum.
Sen gittiğinden beri çok şey değişti. İnsanlar değişti. Doğa değişti, dünya değişti. Sen yaşasaydın memlekette değişirdi eminim. Biraz daha ileride olurdu.
Memleketine sevdalıydın. Milliyetçiydin, çok uğraştın, çok çabaladın, gözün karaydı, korkusuzdun, güçlüydün, kimseyi ezdirmez, kimsenin hakkını yedirmez-yemezdin. Adaletliydin, yiğidi öldürür hakkını yemezdin. Hümanisttin çok cesurdun kalemine kimse dokunamazdı. Yolundan hiç şaşmadın sadece benim değil bir çok insanın kahramanıydın. Bir babadan çok anneydin de bana, o kadar sevgini verdin ki sevginle doyurdun ki el üstünde tuttun gözünden sakındın. Sandım ki dünya etrafımda dönüyor, ama sen gittiğinde yere çakıldım, çakılışımın sesi duyulmadı belki ama içimde volkan patladı.
Adının geçtiği her yerde kapılar sonuna kadar açılıyor. Seninle ilgili duyduğum her güzel anı göğsümü kabartıyor. Dokunduğun hayatlar karşıma çıkıyor. Senin izinden gitmeye çalışıyorum, saygıda kusur etmeyip, saygısızlığa tahammül edemiyorum. Arkadaşlarım ilk tanıdığında seni çok sert bulurlardı. Sonra onlarında babası oldun. Hulusi Kentmen gibi adam derlerdi sana; dışı sert içi pamuk gibi. Ailemiz büyüyor, yeğenlerinin bebekleri oluyor ve her defasında seni anıyoruz keşke burada olsaydı keşke görseydi diye. Ama sen görüyorsun bundan eminim. Bocaladığım zamanlar babam olsa ne yapardı diyorum. Nasıl tepki verirdi ne derdi? Kalbinde herkese yetecek merhamet sevgi vardı. Senin fikirlerin benim içim çok önemliydi. Çok ileri görüşlüydün, idolümdün, hep seni örnek aldım. Kitap okumayı bana sen sevdirdin. Senin kitaplığın miras bana, ama klasiklerinin bazılarını kütüphanelere veriyorum herkes okusun diye. Türkçeyi düzgün konuşmayana tahammülün yoktu, ses tonun şahsına münhasırdı. Çok bilgiliydin, araştırmacıydın, bilginle kültürünle hep donattın beni. Bulmaca çözmeyi çok severdin. Açık oturumlara bayılırdın. Ansiklopediler okurdun, altını çizerdin. Köşe yazılarını kitap haline getirmek en büyük hayalindi olmadı. Sokakta küfür edeni duysan yakasına yapışırdın. Haksız yere maaş alan, çalışmayan insanların canına okurdun.
Vatandaşa, halka zulmedenler karşısında seni bulurdu. Babam ve oğlum filminde bir replik vardı. Çocuklar babalarının o solmuş bitkin hastalıklı hallerini hatırlamazlar diye. Evet ben o hallerini hiç hatırlamıyorum. Hiç yaşanmamış gibi hep güçlü kuvvetli yüzünün güldüğü halleri hatırlıyorum. Herkes seni çok seviyor, cenazen o kadar kalabalıktı ki her görüşten her düşünceden insan vardı. Çünkü sen herkese değer verirdin, oldukları gibi kabul ederdin.
Arkadaşların beni gördükçe duygulanıyor, bakışlarımı sana benzetiyorlar. Geçenlerde arkadaşın bir anını anlattı. Annenle-babanın düğünü o kadar kalabalıktı ki çok eğlenceli geçiyordu.
Ayhan deliydi pistte annenle oynarken oyunu yarım bırakıp aşağı indi. Aşağıda taşkınlık yapan bir grubun arasına girip ya adam gibi eğlenirsiniz ya da çeker gidersiniz deyip kalabalığı dağıttı sonra pistte gelip oynamaya devam etti dedi hepimiz güldük.
Devamı Yarın...