Kimse görmeden yapılan yardımların, kimse duymadan edilen duaların ne büyük birer servet olduğunu unutur olduk. Günümüz insanının belki de en derin yanılgısı; iyiliği göstermekle, görünür olmayı karıştırması. Ne yazık ki riya” adı verilen bu gösteriş tutkusu, hem kalbimizi hem toplumu içten içe kemiren görünmez bir tehlike.

Eskiden biri hayır yaptığında, gizler; hatta sağ elin verdiğini sol el bilmezdi. Şimdi ise bir el yardım ederken, diğer el kameraya uzanıyor. Paylaşılanın arkasında samimi bir kalp mi var, yoksa alkış bekleyen bir ego mu?

Riya, İslamda küçük şirk olarak kabul edilir. Çünkü insan, Allah için değil; insanlar için yaptığında, niyet bozulur, ibadet anlamını yitirir. Kuran-ı Kerimde, gösteriş için yapılan sadakaların boşa çıkacağından bahsedilir. Peygamberimiz (s.a.v.) de bu hastalığın tehlikesine sıkça dikkat çeker. Peki sadece dini boyutta mı etkili bu mesele? Hayır.

Gösteriş sadece ibadetleri değil, insanın ruhunu da aşındırır. Sürekli takdir peşinde koşan insan, bir süre sonra içtenliğini kaybeder. Kendisi gibi değil, başkalarının görmek istediği gibi yaşar. Maskeler çoğalır, yüzler silikleşir. Bir süre sonra ne kendini tanır insan, ne aynadaki yansımasını.

Toplumda riya yaygınlaştıkça samimiyet yerini yapaylığa bırakır. İyilikler reklam, merhamet birer vitrin süsü olur. İnsanlar birbirine güvenmemeye başlar. Gerçekten iyi niyetle yaklaşanların bile içtenliği sorgulanır. Sosyal medyada paylaşılmayan bir iyilik, yapılmamış mı sayılır oldu?

Gerçek iyilik sessizdir. Gösterişten arınmış yüreğin yaptığı yardım, sadece muhatabını değil; yapanın ruhunu da besler. Allah’ın takdiri, bin insanın alkışından değerlidir. Bizler kalabalıkların alkışına o kadar alıştık ki, sessizliğin huzurunu unuttuk.

Kuran-ı Kerim ayette

Eğer sadakaları açıktan verirseniz bu da iyidir. Ama onları gizler ve fakirlere gizlice verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Bu sayede Allah sizin bir kısım günahlarınızı bağışlar. Zira Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır.” buyurur.

İyiliği teşvik etmek amacıyla bazen açıktan vermek de mümkündür. Ama en makbulü, gizlice yapılan; sadece Allah ile ihtiyaç sahibi arasında kalan iyiliktir. Çünkü bunda gösteriş değil, ihlas vardır. Ameller niyetlere göredir. Açıp ta hiç kimsenin kalbine bakamayız. İnsanları sorgulamak bize düşmez. Herkes kendisini daha iyi bilir.

Peki bu kısır döngüden nasıl çıkarız? Cevap basit ama cesaret ister: Samimiyet. Her işte niyeti sorgulamak, iyiliği gizlice yapmak, yapılanı dillendirmemek, gösterişten uzak durmak… Kendini başkalarının gözünde büyütmek yerine, Allah katında küçülmemeyi tercih etmek…

Çünkü samimiyet Allaha giden en kestirme yoldur. Ve unutmamalı:

“İnsanlar için yaşayan, insanlarla tükenir. Allah için yaşayan, Allahla güçlenir.”

Riya rüzgârında yürümek zor ama gösterişin gölgesinde iyilik yeşermez. Gerçek güzellik, görünmeyende gizlidir.