Yozgat’ın bulunduğu coğrafî konum itibariyle doğa sporlarına ne kadar elverişli olduğunu sürekli söylüyoruz. Trekking, hiking, dağ bisikleti, oryantiring, kamp gibi faaliyetlerin hepsine izin verir nitelikte.
Gördüğüm kadarıyla dışarıdan şehrimize gerek çalışmaya gerek turistik anlamda gelen insanlar sosyo-kültürel anlamdaki eksikliğin yanı sıra bu tarz etkinliklerin eksiliğinden söz ediyorlar.
Bunu söyleyen kişilerin ben Akdağmadeni ormanlarında uzun doğa yürüyüşleri ve doğa sporlarının birçoğunu yaptıklarını, yanlarına yeterli ekipmanı alıp gün boyu keyifle bisiklete bindiklerini, otuz kilometrelik uzunluğuyla Kazankaya kanyonu içinde kaybolduklarını, çamlıkta saatler boyunca ormanda yaban hayvanlarını takip edip zirvedeki belediye tesislerinde yorgunluk kahvesi içtiklerini sanmıyorum.
Sosyal etkinlik dediğimiz şey göreceli bir kavramdır. İnsanların tamamını mutluk etmek olanaksız, ama bu şekilde ‘Yozgat’ta hiçbirşey yok’ söylemini kabul edemiyorum.
İşte beni en çok üzen nokta ilimize karşı bu önyargı.
Ben kendi alanım dâhilinde değerlendirdim ama bütün konularda bu böyle. İlimize karşı genel manada bir ötekileştirme durumu var, herkes olumsuz yanlarını görüyor, bir Allah’ın kulu da ‘orada şu imkân var’ deyip takdir etmiyor.
Aslında bu düşüncelerin oluşmasında biz Yozgatlıların payı oldukça büyük, kimse inkâr edemez. Bana göre biz kendi potansiyelimizi göremiyoruz ya da açığa çıkarmakta güçlük çekiyoruz. Artık bizim Yozgatlılar olarak at gözlüklerinden kurtulmamız, kalıpların dışına çıkmamız lazım.
Bizim övünecek tek spor dalımız güreş olmamalı. Ben inanıyorum ki Yozgatlı gençlerin eline yeteri kadar imkân verilse, kendi potansiyellerini performansa dönüştürecek bir yapı sağlansa her spor branşından millî sporculuğa kadar yükselecek yetenekler çıkacaktır.
Kazankaya hususuna geri dönelim. Her ne kadar çevre tahribatından yara almış olsa da 20 km.lik uzun parkuruyla bölgenin doğa sporlarına olan elverişliliği yadsınamaz. Öyle ki Türkiye’nin birçok yerinden kamp, fotoğraf ve kanyon geçişi için insan geliyor. Belediyede bunun farkında ve şenliklerle, tanıtım günleriyle daha fazla farkındalık oluşturulmaya çalışılıyor.
Şöyle ki, gelen insanlar için kanyon içinde bir sosyal tesis bile var. Fakat bölgeye gelen insanlar genellikle trekking, kanyon geçişi, fotoğraf gibi etkinliklerde bulunuyor. Biraz geri planda kalan bir nokta var; kanyondaki kaya duvarları çok sağlam ve birçok tırmanış stiline çok uygun. Bu bağlamda bölgeyi dünya turizmine kazandırmak ve tırmanış camiasının dikkatini bölgeye çekmek maksadıyla Türkiye’nin en iyi kaya tırmanıcı arkadaşlarımı yeni geleneksel ve spor rotalar açıp tırmanışa hazır hale getirmeleri için kanyona davet ettim. Beni kırmayacaklardır.
Umarım projemizde başarılı oluruz ve dünyanın her yerinden insan gelir. Yozgat’ımız sosyo-ekonomik anlamda bir adım daha ileri gider.
Kazankaya yeni bir Geyikbayırı, Olimpos, Dedegöl olmayı hakediyor!