Odgurmuş: Peki, sıkıntı nerede?
Monşer-Usta: Bence sıkıntı, rekabette. Hatırlayalım: İlk yerli otomobili olan Anadol 1966’da üretilmişti. 1966 yılında Anadol’un satış fiyatı 26.800 liraymış. İTO İstanbul Geçinme Endeksi’ne göre dönüştürdüğümüzde bugünün parasıyla 56.000 yapıyor. O zamanlar malum, araba çok zengin işi. Anadol’un fiyatı kişi başına gelirinin tam 11 katı.
Anadol’un üretimi 1984 yılında durdurulmuş. Çünkü dünya ile rekabette baş edememiş.
Dünya ticaretinde artan liberalleşme eğilimleri, gümrük duvarlarının yıkılmasına yol açınca, Türkiye de bu eğilime karşı duramamıştı. Belli ki ancak çok pahalıya üretilebilen yerli otomobil, ithal otomobil karşısında rekabet edememiş.
Yani mesele üretebilmek meselesi değil. Mesele kârlı üretebilmek. Otomobil üretiminde ölçek ekonomisi çok önemli.
Bak Meksika Eski Devlet Başkanı Felipe Calderon ne diyor kulak ver.
Odgurmuş: Ne demiş?
Monşer-Usta: Ne diyecek yerli otomobil yapmanın zorluklarından söz ediyor. Türkiye’de düzenlenen 5’inci Otomotiv Kongresinde “ülkesinin otomotiv sanayindeki durumunu halen 20 üretim tesisi bulunduğunu ve yakında bunlara üç tane daha ekleneceğini” belirttikten sonra Meksika Eski Devlet Başkanı Felipe Calderon kendisine yöneltilen “yerli marka üretmeyi düşünmez misiniz” sualine şu yanıtı veriyorlar “ Yerel olan üretim önemlidir, marka değil.
Önemli olan istihdamdır. Yerli marka hem pahalıdır. Hem de gereksizdir. Bizim yerli markamız yok ama Fransa ve ABD gibi bazı ülkelerden daha fazla ihracat yapıyoruz” diyorlar.
Odgurmuş: Monşer-Usta, Meksika devlet bakanı böyle diyor diye dünyanın her yerinde durum aynı mı tecelli edecek.
Eğer öyleyse Avrupa ülkelerinden daha sonra teşebbüse geçen Güney Kore, Japonya kendi yerli arabalarını nasıl yaptılar. Siz her şeye olumsuz bakıyor ve olumsuzluklarınıza misaller buluyorsunuz.
Monşer-Usta: Yalnız Meksika Devlet Başkanının yanı sıra ülkemizin en köklü partisi CHP’ nin Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, Türkiye’nin yerli otomobil projesini yerden yere vurdu duymadın herhalde? Tarhan “Bu şekilde olmaz dememize rağmen 6 yıl boyunca yerli otomobil geliyor diyerek milletin hayalleriyle oynadılar. Şimdi her şey babayiğit ile sil baştan başlıyor. Uyarı amacıyla bir kez daha söylüyorum; bu proje de tutmaz ve havada kalır. Otomobil üretmek, yol yapma, köprü yapma, müteahhitlik işlerine benzemez. Bu bir teknoloji yarışı, marka yarışıdır. Bugün dünyanın hiçbir otomobil markasıyla yarışmak kolay değildir. Kimse ‘milli’ diyerek milletin hayalleri ile oynamasın. Türkiye’de yapılacaksa fizibilite çalışması yapılarak, vatandaşın gelir düzeyine uygun, Türkiye şartlarında şehir içinde kullanılacak, aile otomobili şeklinde maksi model şehir otomobili yapılabilir. Bunu da zaten her firma yapabilir.”
Odgurmuş: CHP Milletvekili her zaman olduğu gibi ve CHP’nin genel stratejisi gereğince her şeye karşı çıktıkları gibi yerli otomobile de karşı çıkıyorlar. CHP’liler ülkede yapılan hangi hayırlı bir işe olumlu baktılar ki, bu konuya olumlu baksınlar.
CHP demek muhalefet demektir. Onların eleştirmedikleri tenkide tabi tutmadıkları hangi konu var ki de bu konuyu tenkid etmesinler.
Monşer-Usta: Orta yerde bir gerçek var, Cumhuriyet kurulalı beri bu yerli otomobil yapılmamış da bu gün mü yapılacak, Eğer yerli otomobil çok lazımsa ve yapılabiliyorsa Ebedi şefimiz Atatürk teşebbüs ederdi.
Daha olmadı Milli Şefimiz İnönü teşebbüs ederdi. Bu mesele de taaa o günlerde çözülürdü. Demek ki onların da bir bildiği olmalı ki yerli otomobil yerine ülkeyi baştanbaşa demir ağlarla ördüler.
Neydi o günler çok özlüyorum o günleri çook. Hem o günlerde laiklik problemimiz de yoktu, muhalefet problemimiz de yoktu. Muhalefet yapmak isteyenler ters yola girdiklerinde hemen önleri kesiliyor ve ülke ve partimizin menfaatleri her zaman ön planda oluyordu.
Odgurmuş: Monşer-Ustam yine hayallere daldınız. Bu işlerin Milli şefle laiklikle ne alakası var şimdi.
Monşer–Usta: Laiklikle alakası olmaz olur mu? Hayattaki her konunu laiklikle alakası vardır. Laiklik hayatımızın her alanını kaplamalıdır. Bak Müftülere bile Nikâh kıyma yetkisi verdiler. Bunlar yarın bunlar “yerli arabayı sadece din adamları sakallı ve cüppeliler kullanacak başka kimse kullanamaz” derlerse o zaman halimiz nice olacak söyler misin? Laik, demokratik ve de sosyal devlette hem yerli otomobil yapılamaz hem de laiklik elden gider. Ben bunlara hiç güvenmiyorum, yarın yaptıkları yerli arabaya haremlik selamlıklar yaptırırlar, eşimizle bile yan yana oturamayız.
Bunların gidişi gidiş değil. Sonra neden yerli araba yapıyoruz ki, dışarıda daha ucuza satılıyor, yedek parçası da bol, alalım gitsin. Sonra başka pek çok arabanın üretimleri ülkemizde yapılıyor. Bu fabrikalar kapanırsa binlerce işçi çalışıyor bunların hali ne olacak? Yazık değil mi:?
Odgurmuş: Monşer-Usta siz kafayı yemişsiniz, Bir de bazen milliyetçi geçiniyorsunuz ve yeri geldiğinde de “memleket için bir çivi çakandan Allah razı olsun” diyorsunuz. Ama birisi eline çiviyi çekici alıp bir çivi çakmaya kalksa hemen karşı çıkıyor ve başlıyorsunuz hem muhalefet etmeye hem de “laiklik elden gider” demeye. Biraz makul olmak lazım. Ülke için birisi bir şey yapıyorsa onu eleştirmek yerine desteklemek gerekmez mi vatanseverlik de, halkçılık da, milliyetçilik de bunu gerektirmez mi?. Bakmıyor musunuz dünyaya, her gün önümüze yeni tuzaklar koyuyorlar. İki komşu ülke ile yakınlaşıyoruz diye Nato’da görevli subayların yaptığını görmüyor musunuz? Gelişmemizi güçlenmemizi en dost bildiklerimiz yabancı ülkeler bile istemiyor. Tarihte olduğu gibi düşmanlar dışarıdan biz içerden bu ilkeyi yıkmaya çalışıyoruz.
***
1 “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.
2 “Monşer-Usta”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı biraz solcu, biraz ülkücü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükarda halkını geri-sür gören hayali bir şahsiyet
Not: “Monşer-Usta”nın sözlerinin büyük bir bölümü sosyal medyadan alınmıştır.