Annemden, dayılarımdan ve köydeki büyüklerimden dinlemiştim.
Dedem yirmi yaşında askerlik çağı gelmiş. Köyün odalarında konuşulmaya başlanmış.
Savaş başlıyor, Yunan, İngiliz, Rus ve Sırplar Türkiye’den birer parça alma mücadelesi veriyor.
Birgün köye Jandarmalar gelir. Muhtara bir çarpım keratı verirlir. Muhtarda köyün imamına verir. Akşam namazından sonra imam kürsüye çıkar, kardeşlerim askere gidecek olanların isimlerini okuyorum der. Okumaya başlar. Bazı evlerden iki kişi, bazı evlerden üç kişi okunur. Yarın şubenin önüne gidecek der köyün imamı.
Çoğu camide oturur, kalırlar. Ağlayan, zırlayanlar olmuş.
İnceçayır köyünden 25-30 kişi çağrılmış. Bazı ailelerden üç kişi çağrılıyor. Dedemin babası Akif Hoca eve gelir. Oğul Allah yardımcın olsun, yarın şubenin önüne gideceksin. Bizim köyden otuz kişi var der. Oğlana azık hazırlayın, yarın Yozgat’a gidecek. Şubeye teslim olacak diye tembih eder.
O gün kimse uyku uyumamış. Her evden ağıt sesleri geliyor. Sabah olur, erkenden yola çıkarlar.
Ağlaya ağlaya gözlerine ağrı çökmüş. Birde halam var. Halamda iki yaşlarında şubenin önüne gelirler. Ama insanlar birbiri üstünde ağlayan, sızlayan. Şubenin önü ana baba günü. Bir subay çıkar ve ismini okuduğum şahıslar şu tarafa sıra olsunlar der. Dedem de İstanbul Halıcıoğlu Eğitim Taburuna çıkar. Dedem eğitim gördükten sonra Rus cephesiyle savaşır. Ondan sonra Rus birliklerine toplu birlik esir düşerler. Düşerler amma yiyecek yok. Günde bir avuç taşlı buğday veriyorlar. Onlarda yarısını yiyor, yarısını saklıyor. Belki yarın vermezlerse diye. Taş ocaklarına çalışıyorlar.
Dedem, Rıza Karataş yıllar sonra evine döner. Akşam saatlerinde ev ahalisinin karşısına çıkar.
Rıza dedem eve gelir ama ebem kaynanasına sitem eder. Hadi beni gönder der. Aman gelin kurban olayım, elini ayağını öpeyim, oğlumu yirmi senedir görmüyorum, ne olur sana git dediğimi oğluma duyurma der. Gelen var günümüzün yok günümüzün acısını hepimiz çektik, Allah aşkına, kurbanın olayım gelin der. Ebem seslenemez, tamam der. Ama o gece ve dört gece annesi ile yatar. Çünkü evlat hasreti. Annesi dört günden sonra al gelin herif senin, kurban olayım hanım gelin der.
Bu arada Kara Salih’in anası benim oğlumun sağ tarafında bir ben var. Eğer o ben duruyorsa ve varsa benim oğlum, yoksa benim oğlum değil der.
Ahıra kazan, su korlar. Oğul yıkan derler. Anası yıkamaya başlar. Devamlı keseyi sağ tarafına sürer. Sürer ama bir de bakarki sağ tarafında ben var. Hemen banyoda sarılır yavrum diye.
Komşular herif benim oğlun. Kara Salih’im komşular, kara Salihim sağ salim geldi diye o gün Kara Salih’in babası ve Rıza’nın babası kurban keserler.
Köylüleri davet ederler. Üç gün üç gece yiyip, hayır dua ederler. Oğullarına kavuştular çünkü.
Allah o inançtan kimseyi mahrum etmesin. Vatan sevgisi başta geliyor.
Sevgi ve saygılarımla..