Fırtınalı bir gün idi. Arka daşarla çamlığa kızak kaymaya gidiyoruz.
Çocukluk ya, üşüme nedir bilmiyoruz. Sabah kalktığımızda annem bir bardak pekmez içirdi. Ve taze yumurta yedirirdi. Sabah erkenden bir bardak süt ve yumurta içirir. Giysilerimiz o kadar incecik.
Hemen hemen hergün kayak kaymak için çamlığa giderdik. Bir gün spor bölgede müdür Yaşar amca var.
Ayak kızağı veriyor. Bende gittim amca bende kayak istiyorum dedim.
Senin baban kim diye sordu. Bende lisede odacı Abdi dedim. Oğlum bu kızak kırılırsa babanın iki aylığı gider. Sen fakir bir adamın oğlusun senin kızak neyine dedi.
Ama ben çok içerledim.
Ağlaya ağlaya lise müdürünün yanına vardım. Durumu anlattım. Okuyanların çoğu bilir. Totem diye isminde müdür idi. Ve çok disiplinli müdürdü. Hemen müdür bey spor bölge müdürünü aradı. Kefili benim, beni yaz oraya kırılırsa ben öderim dedi.
Ben hemen bölgeye gittim. Kızağı aldım. Sabah başlıyorum kaymaya akşam bırakıyorum. Ama havama diyecek yok. Herkes gıpta ile bakıyor. Şu arkadaş bölgeden almış kızağı diye arkamdan konuşuyorlar. Ve kızağın tadını çıkardım. Ogünki arkadaşlarıma ve herkese selamlar...
KIRMIZI PANTOLON
Bir gün kendime pantolon diktim. Diktim ama o gün öyle bir pantolon yok. Paçaları 35 santim. yandan diz kapağa kadar körük ve kırmızı kumaş. Pantolon düşük kemer. O günler moda idi. Tarih 1963. Pantolonu giydim.
Gençler arasında müthiş havam var. Usta çay söyle diye hocalar kahvesine gittim. Dükkana beş çay dedim. Dedim ama yaşlılar pantolonuma bakıyorlar. Aralarından Haşmet Hafız amca, Haşmet Hafız diyorlar ama Yozgat’ın müftüsü, Bir dakika delikanlı kimin oğlusun dedi.
Hemen eline vardım. Elini öptüm, otur bakayım şuraya dedi.
Niçin böyle bir pantolon giydin. Bu pantolonu İspanyollar giyer. Sen niçin giyorsun dedi.
Efendi amca özür dilerim. Ben bilmiyordum İspanyol askerinin giydiğini diyerek oradan dükkana vardım. Hemen pantolon paçasını diktim. Öğleden sonra aynı kahveye gittim. Beni konuşuyorlardı. Hemen paçama baktılar. Dikilmiş. Müftü amca gel buraya senin gözlerinden öpeyim. Oradakilerin ellerinden öptüm. Kahveci Yusuf abi hocam bu delikanlı çok iyi, efendi insan babasını da, kendini de iyi tanırım dedi.
İşte o günler büyükler gençleri takip ediyorlardı. Allah onlardan razı olsun.
Geçmişe intikal edenlere Allah rahmet eylesin.
Saygılarımla..