Türkiye Kuzey Suriye’de ki yapıyı ancak ve ancak askeri olarak ortadan kaldırabileceği ve böyle bir
hamlenin ABD ve diğer güçler ile doğrudan silahlı çatışma anlamına geldiği için Türkiye Kuzey Suriye
politikasını değiştirmek durumunda kalmıştır. Çünkü bölgede sınırlar yeniden çizilirken Türkiye’nin
Kuzey Suriye için savaşa girmesi ekonomik, stratejik ve dış politik çıkarlarına aykırıdır. Türkiye bu noktada uzlaşma yolunu seçmiş ve bunun sonucunda çoktan gerçekte küresel güçler tarafından
kullanım ömrü dolmuş olan PKK’nın feshi gündeme gelmiştir. PKK kendisini feshedecek bu sayede Türkiye açısından Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’ye dönük askeri operasyon yapmanın gerekçesi ve
meşruiyeti ortadan kalkacaktır.
PKK’nın feshi aynı zamanda hükümet açısından iç politika açısından kullanılabilecek bir argümana
dönüşecektir. Önümüzdeki genel seçimlerde Terörsüz Türkiye sloganının bu açıdan hükümet
tarafından kullanılacağı çok açıktır.
Elbette siyaseten bu sürecin hükümet açısından olumlu veya
olumsuz olarak seçimlere nasıl yansıyacağını seçim sonuçlarını görmeden analiz edemeyeceğiz. Türk
kamuoyu şimdilik izliyor ve anlamaya çalışıyor. Sürecin nasıl ilerleyeceği ve yol haritasının ne
olduğuna dair şu an için hiçbir sağlıklı bilgiye sahip değiliz. Önümüzdeki 6 ay bu açıdan aydınlatıcı
olacaktır. Özetle PKK’nın fesih süreci dış dinamiklerin doğurduğu bir süreç olsa da Türkiye’nin bu sürecin sonunda her açıdan kazanan tarafta yer almasını temenni etmek durumundayız. Bölgesinde
komşuları ile güçlü ve barışçıl ilişkiler kurmuş bir Türkiye başta 86 milyon Türkiye vatandaşı olmak
üzere tüm bölge için huzur ve barışın adresi ve destekçisi olacaktır.