Yozgat’ta en hassas damarımız sağlıktır.
Bir şehrin sağlığı yerindeyse, eğitimi de düzelir, ekonomisi de güçlenir, sosyal hayatı da zenginleşir. Ne kadar sağlıklı bir Yozgat inşa edebilirsek, o kadar sağlam bir şehir oluruz. Bu, sadece bugünün değil; yarınlarımızın, çocuklarımızın, geleceğimizin meselesidir.
Yıllar yılı Anadolu insanının sağlık alanında çektiği çileleri unutmadık.
Bir ambulansın köy yolunda kara saplandığı günleri, bir doktor için şehir şehir dolaşıldığı zamanları, bir randevu almak için sabah namazından önce hastane kapılarında kuyruk oluştuğunu…
Anadolu’nun kaderine “makus talih” diye yazılan o çile defteri kolay kapanmadı.
Bugün geldiğimiz noktada Yozgat Şehir Hastanesi, işte o makus talihin kırıldığı yerlerden biridir.
Defalarca söyledim yine söylüyorum;
Yozgat Şehir Hastanesi bu şehir için bir nimettir.
Bir şehir, böylesine büyük bir sağlık kompleksine sahipse, onun kıymeti de sorumluluğu da büyüktür. Sistem sağlıklı çalıştığı sürece, yöneticileri bu sistemi koruduğu sürece Yozgatlı’nın yüzü güler, içi rahat olur.
Ama yetiyor mu?
Hayır.
Yozgat’ın hala bir özel hastanesi yok.
Hala bir tıp merkezi eksik.
Yozgat gibi Anadolu’nun ortasında, binlerce üniversite öğrencisinin yaşadığı bir şehirde, binlerce memurun görev yaptığı bir kentte özel sağlık hizmetinin olmaması elbette ciddi bir eksikliktir. Her şeye rağmen, Yozgat’ın bir özel sağlık kurumuna da ihtiyacı vardır; bu ihtiyaç görmezden gelinemez.
Diğer yanda Yozgat Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi…
Uzun yıllar içerideki dar koridorlarda kaybolan enerjinin, yetersiz kadroların, sınırlı imkanların gölgesinde yürümeye çalıştı. Fakat son dönemde bir hareketlenme var. İçeride bir ivme, bir gayret, bir yenilenme isteği hissediliyor. Yol uzun; yapılacak iş çok. Ama en azından irade var.
Ve işte tam bu noktada iki kurum arasındaki iş birliği, Yozgat’ın sağlık geleceği adına umut veren bir hamle olarak karşımıza çıkıyor.
Ne yazık ki bu ülkede kurumların birbirini rakip gibi gördüğü, aynı bakanlığa bağlı iki yapının bile “düşman kuvvetleri” gibi davrandığı dönemler yaşadık. Böyle bir atmosferde Yozgat Şehir Hastanesi ile Yozgat Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin aynı masaya oturması, el sıkışması, ortak bir sistem kurması çok ama çok kıymetlidir.
Kısa süre önce imzalanan protokolün meyveleri şimdiden görünmeye başladı.
Dün İl Sağlık Müdürlüğü’nün duyurusu yayıldı:
Yozgat Bozok Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Çiftçi, salı ve perşembe günleri Yozgat Şehir Hastanesi’nde hasta kabulüne başladı.
Bu adım sadece bir doktorun başka bir hastanede görevlendirilmesi değildir.
Bu, iki caminin aynı bahçede ezan okuması gibidir.
Bu, güç birliğinin ete kemiğe bürünmesidir.
Bu, Yozgatlı’nın kalbine dokunan bir iyiliktir.
Dilerim ki bu iş birliği kalıcı olur.
Dilerim yöneticiler değişse bile sistem bozulmaz.
Çünkü sistem kişilerden güçlü olursa, şehir kazanır.
Yozgat’ın bütün çabası, bütün kavgası, bütün gayreti şunun içindir:
İnsanımız kazansın.
Şehrimiz kazansın.
Yozgat büyüsün.
Sağlık bir şehrin namusudur.
Bu namusu korursak Yozgat’ın geleceği de emin ellerde olur.