Çok sevdiğim arkadaş grubumla GAP turuna çıktığımı köşe yazımda yazmıştım. Memleketimin her köşesi cennet…
Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep’i gezdik; hayran kaldık. O kadar güzeldi ki üç güne sığdıramadık, tadı damağımızda kaldı. Yine gideceğiz.
Benim üzüntüm, sorguladığım asıl konu şu: Biz neden turist çekemiyoruz? Neden turistik bir şehir olamıyoruz? Neyimiz eksik?
Bir kere Türkiye’nin tam ortasındayız. “Doğu mutfağı” diyorlar; evet, onların da mutfağı ve lezzetleri güzel ama bizim mutfağımız daha güzel. “Elinin değdiği yenir” dediğimiz kadınlar var. Bu şehrin yemek konusunda ordinaryüsleri var.
Memleketimde o güzel sofralarda büyüdüğüm Büyük Ayşe – Küçük Ayşe sofrası var… Serap Karslıoğlu sofrası var, İrem Günışık sofrası var, Nagihan Köse sofrası var, Funda Çakır sofrası var, İlknur Özkal sofrası var, Ayşegül Katlan sofrası var, Necla–Nagihan Irgatoğlu sofrası var, Sevda Kızılay sofrası var… Daha bilmediğimiz nice sofralar var. Mutfak kültürümüz oldukça zengin.
Turistik kent olsak esnaf sevinir, memleket kalkınır, büyür. Hızlı trenimiz var; havaalanımız yapılıyor, bitecek diye umudum var. Doğu’ya akın akın turlar geliyor. Peki neden buradan geçmiyor? Neden bir çalışma yapılmıyor? Neden kaderine terk ediliyor?
Niye her konuda olduğu gibi bu konuda da çok zayıfız?
Başka şehirlerin festivalleri turist çekiyor; bizim festivallerimiz yıllardır adını dahi duyuramadı.
“Yozgat Tanıtım Günleri” diye Yozgat’ı dışarıda stantlarda tanıtıyoruz ama Yozgat’ı tanımaya kimse gelmiyor. Hep dalga geçiliyor, hep mizah konusu oluyoruz.
Geçen gün bir fenomen kısa bir video paylaşmış, Yozgat’a gelmiş. Yozgat’la ilgili güzel bir cümle kurmuş, çok şükür o video patlamış gitmiş. Sağ olsun…
Doğu diye beğenmediğiniz o bölge Yozgat’ın çok çok ilerisinde; kalkınmış, büyümüş. Doğu’nun güzel bir enerjisi var; havası güzel, suyu güzel. Ama Yozgat’ın da havası güzel, suyu güzel.
Bizim neyimiz eksik biliyorum galiba… O kadar sahipsiz ki, adımızı duyuracak, uğraşacak hiç kimse yok. Kimse birbiriyle iş birliği yapmıyor, kimse kimseyle bağlantı kurmuyor. “Memleket için bir araya gelelim” diyen yok. Ama sosyal medyalarında “memleketimiz, davamız, sevdamız Yozgat” yazıyor.
Hani nerede? Ne kattınız, ne yaptınız?
Yazık… Çok yazık…
Geçen haftalarda yazdığım köşe yazımda akran zorbalığından bahsetmiştim. İl Millî Eğitim Müdürümüz Sayın İsmail Altınkaynak bu yazıya duyarsız kalmadı; hemen harekete geçti. Bütün okullarda akran zorbalığı ile ilgili seminerler ve eğitimler düzenledi.
Ne mutlu! Böyle duyarlı, fazlasıyla çaba sarf eden, oturduğu koltuğun hakkını veren makam sahiplerinin olması büyük bir şans. İl Millî Eğitim Müdürümüz Sayın İsmail Altınkaynak’a çok teşekkür ederim. İyi ki var.