En sevdiklerimizi en kolay incitiriz. Nasıl olsa yanımızdadırlar. Her ne
yaparsak yapalım bizimle kalacaklarına inanırız değil mi? Gitmeyecek
olanlardır. Nasıl olsa bir kere bizim sevgilimiz, kız arkadaşımız, nişanlımız,
eşimiz olmuşlardır. Hayatları boyu kırılmayı kabullenmişlerdir... O kadar kolay olur ki bazen, nasıl olsa daha önce de kötü sözlerimize bir tepki göstermemişlerdir. Nasıl olsa sevgili eşimizdirler, kızmazlar. Kızsalar da
affederler. Saygısızlık etsek de özür dilemişizdir ve geçivermiştir.
Sonra tekrar, tekrar ve yine tekrar... Her seferinde daha da kolay
oluverir kırmak, dökmek, incitmek. Nasıl olsa toplamak bundan daha da kolaydır. Yıkılmayacaktır o karşımızdaki. Nasıl olsa tamam diyerek devam
edeceklerdir değil mi? “Kıymet bilmek gerek, güzel sevmek gerek, amasız
keşkesiz, kırmadan dökmeden yaşamak gerek.” diye düşünüyorum. İnsan
sevdiği her şeye vefalı olmalıdır. İnsan vefalı oldukça karşısındakinden de vefa görecektir. Vefa göstermeyenler ise kaybetmeye mahkûmdurlar.
“Kıymet bilmek; kaybedince arkasından ağlamak değil, yanındayken sımsıkı sarılmaktır.” (Mevlana Celaleddin Rumi)
https://www.trendyol.com/minel-yayin/hadiselerin-dili-p-924288541
kitabımdan.