Mühendislik-Mimarlık ve Fen Edebiyat Fakülteleri; sürdürülebilir şehircilik, yenilenebilir enerji, su yönetimi, çevresel analizler ve dijital dönüşüm gibi konularda kalkınmayı teknik açıdan destekleyecek bilgi altyapısını sunmaktadır.
Bu fakültelerin projeleri, doğrudan yerel belediyelerle, sanayi bölgeleriyle ve kalkınma ajanslarıyla entegre biçimde yürütülmelidir.
İletişim ve Eğitim Fakülteleri ise sosyal kalkınmanın taşıyıcısıdır. Eğitim sisteminin niteliğinin artırılması, yaşam boyu öğrenme kültürünün oluşturulması, medya okuryazarlığı ve kamuoyunun bilinçlendirilmesi gibi alanlarda bu fakülteler aktif rol üstlenmelidir.
Spor Bilimleri Fakültesi ise kırsal bölgelerde gençlerin sosyal bütünleşmesine, fiziksel sağlığa ve spor turizmine katkı sunabilecek yenilikçi modeller geliştirebilir.
Turizm Fakültesi, Yozgat’ın sahip olduğu kültürel miras, termal kaynaklar ve doğa turizmi potansiyelini ekonomiye kazandıracak stratejiler oluşturmalıdır. Bu fakültenin rehberliğinde geliştirilecek projeler, özellikle Sarıkaya, Sorgun ve Boğazlıyan gibi ilçelerde turizm temelli yerel kalkınmayı hızlandırabilir.
İlahiyat Fakültesi, toplumsal değerlerin ve etik davranışların kalkınmadaki yerine odaklanarak, sosyal sermaye inşasında önemli katkılar sunabilir.
Paylaşma, sorumluluk, kamu malına hassasiyet gibi kavramların güçlü bir toplumsal zemine oturması, kalkınmanın sürdürülebilirliği açısından kritiktir.
Kenevir Araştırmaları Enstitüsü, keneviri stratejik bir ürün olarak konumlandıran, çok sektörlü etki potansiyeline sahip bir ihtisas merkezidir. Biyoteknoloji, enerji, tekstil ve ilaç sanayiinde öncü projeler geliştirerek Yozgat’ın kalkınma haritasında farklılaşmasını sağlayacak bu yapı, üniversitenin bilimsel öncülüğünü ekonomik faydaya dönüştürebilecek örnek bir modeldir.
Meslek yüksekokulları ve yüksekokullar, ilin tüm ilçelerine yayılan yatay kalkınmanın temel yapı taşlarıdır. Bu okullar sadece eğitim vermemeli;
yerel üretim modelleri, kırsal istihdam ve mikro girişimcilik alanlarında rehberlik edebilecek uygulama merkezlerine dönüştürülmelidir.
Yozgat Bozok Üniversitesi bu bütünsel yapısıyla, Yozgat’ın insan kaynağını eğiten, potansiyelini analiz eden, yönetişim kültürünü geliştiren ve stratejik sektörlerde çözüm üreten bir kalkınma merkezi olarak konumlanabilir. Ancak bu vizyon, yalnızca akademik bir irade ile değil, şehirdeki tüm paydaşların ortak akıl ve iş birliğiyle mümkün olacaktır.

Kadın Emeği, Girişimcilik ve Kapsayıcı Kalkınma: Sessiz Gücü Ekonomik Motora Dönüştürmek
Yozgat’ta kalkınma yalnızca fiziksel yatırımlarla, sanayi bölgeleriyle ya da teşvik kalemleriyle gerçekleşmeyecektir. Gerçek kalkınma, yerelin sessiz gücünü—yani kadın emeğini, gençlerin yenilikçi potansiyelini, kırsaldaki üretim kültürünü—ekonomik bir değere dönüştürmekle mümkündür. Kalkınmayı yalnızca sermayeye değil, insana yaslayan bütüncül bir anlayış, Yozgat’ı benzeri illerden farklılaştıracaktır.
Kadınlar, Yozgat’ta özellikle kırsal bölgelerde tarım, hayvancılık, ev tipi üretim ve bakım emeği gibi alanlarda görünmeyen bir üretim zinciri kurmaktadır.
Ancak bu zincirin ekonomik sisteme entegre edilememesi, kadınların emeğini sürdürülebilir bir kalkınma kaynağına dönüştürememektedir.
Bu noktada Bozok Üniversitesi, yalnızca bilimsel değil; aynı zamanda toplumsal sorumluluk temelli katkılar sunabilecek kapasiteye sahiptir.
Üniversite bünyesinde faaliyet gösteren Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi, yerel girişimciliği destekleyecek, özellikle kadınlar ve gençler için yönlendirici olacak bir platform işlevi görmektedir.
Merkez, sadece bir araştırma yapısı değil; aynı zamanda fikri olana rehberlik eden, kooperatif kurmak isteyene danışmanlık sunan, ürününü pazarlamak isteyen üreticiye dijital yol açan bir kılavuz sistem hâline gelmelidir.
Bu merkez; Bozok Üniversitesi öğrencilerinin projelerini yerelle buluşturan, akademik bilgi ile girişimci pratiğini bir araya getiren, aynı zamanda kamu-özel sektöre de veri ve fikir sunan bir "sosyal inovasyon laboratuvarı"na dönüşebilir.
Bu yapı, sadece kampüs sınırlarında kalmamalı; ilçelere ve köylere yayılmalıdır. Kooperatifleşme eğitimi, tarımsal ürünlerin markalaşması, e-ticaret okuryazarlığı gibi modüller, Girişimcilik Merkezi’nin saha uygulamalarıyla kırsala taşınabilir. Bu sayede kadınlar yalnızca üretici değil, marka sahibi olabilir. Gençler yalnızca fikir sunan değil, o fikri sahada büyüten aktörler hâline gelir.
Devamı Yarın...