Yozgat Belediye Meclisi’nde son iki haftadır yaşananlar yeni değil. Yeni olan, bunun artık saklanamıyor oluşu.
Kapalı kapılar ardında kalmıyor, koridora taşıyor, kelimeler sertleşiyor, sesler yükseliyor. Kazanan yok. Ama kaybedeni çok.
Bu Kavga Kimin Adına?
Soruyu net soralım isterseniz, Bu kavga Yozgatlı adına mı yapılıyor?
Sandıkta oy veren vatandaş “hesap sorun” dedi, “hesaplaşın” demedi. Şeffaf olun dedi, bağırın çağırın demedi. Yozgatlı’nın beklentisi basit, iş yapsınlar, kavga etmesinler.
AK Parti çoğunlukta, MHP mecliste etkili, Belediye Başkanı Yeniden Refah Partili. Bu tablo kavga sebebi değil, demokrasi fotoğrafıdır. Sorun farklılıkta değil, farklılığı yönetememekte.
Eskiler anlatır, iki komşu tarlayı paylaşamaz, muhtar çağrılır. Muhtar bakar, “Toprak aynı toprak, kavga eden sizsiniz” der. Yozgat Meclisi’nde de toprak aynı, şehir aynı. Kavga edenler yine aynı yüzler.

SÖZ UÇAR, İZ KALIR

“Sizi sokakta gezdirmezler” sözü…
Belediye Başkanı Kazım Arslan’a göre, ‘Meclisin çalışmasını engelleyen meclis üyelerini halka şikayet edip, onları sokakta gezemez hale getirmek’ Bir söz söylenir, yankısı yıllarca sürer.
Bir üyenin “yalancı” demesi, diğerinin “yalancı sizsiniz” diye karşılık vermesi…
Burası belediye meclisi. Hakaretin kazananı olmaz. En fazla manşet olur, ertesi gün unutulur. Ama şehir hafızası unutmaz.
Nasreddin Hoca’ya sormuşlar, “Haklı kim?” diye.
Hoca demiş ki: “İkiniz de haksızsınız.”
Bazen kavganın tarafı değil, kendisi yanlıştır.
Yozgat’ın adı geçmişte de kavgayla anıldı. İhtilal yıllarından bu yana üzerimize yapışmış bir “makus kader” var. Her tartışma bu algıyı biraz daha besliyor.
Bu şehir kavga değil, akıl istiyor.
Bu şehir şaibe değil netlik istiyor, bu şehir artık kapalı kapılar ardında kurulan senaryolara kurban edilmek istemiyor…
Devamı yarın…