Bu sebeple Çanakkale ve Kûtü’l-
Amâre Zaferi, dünyaya hükmetmiş büyük imparatorluklar içinde sadece Osmanlı Cihan Devleti’ne nasip olan böylesi muhteşem zaferlere imza attıktan ve “Son Şarkısı”nı, “âvâzeyi bu âleme Dâvud gibi” saldıktan sonra yeni bir diriliş ortaya koyan ve bundan böyle tarih sahnesinde Türkiye Cumhuriyeti'yle arz-ı endam edeceğini bütün dünyaya duyuran son muhteşem âvâzı ve bir diriliş mukaddimesidir.
Gerçekten de Kûtü’l-Amâre Zaferi; “tarihin kimsesizler mezarlığı”nda defnedilmek
istenmesine, yok sayılmasına ve unut/tur/ulmasına rağmen, altı asırlık Ulu Çınar’ın son zevâlinde bütün ihtişâmıyla billurlaşan muazzam bir gâlibiyet ve Osmanlı Devleti’nin bütün dünyaya verdiği, şânına yaraşır bir vedâ selâmıdır.
Kûtü’l-Amâre Zaferi, Mehmetçiğimizin; 18 Mart 1915’teki “Gallipoli” zaferinden bir yıl sonra 29 Nisan 1916’da; kibrin zirvelerinde dolaşan mağrur İngilizlere, -tarih kitapları
üstünde durmasa da, ismini duyurmasa da- o meşhur Osmanlı tokadını vurmasıdır.
Kûtü’l-Amâre Zaferi, büyük kahraman Süleyman Askerî Bey’in Türk askerleriyle omuz omuza savaşan yerel aşiretlerden oluşturduğu gönüllü milislerin İngilizler karşısında yiğitçe bir direniş gerçekleştirdiği,
Teşkilât-ı Mahsûsa üyesi bir avuç ideal sahibi vatanseverin, Uceymi Sâdun Paşa gibi kahraman Arap mücâhitlerinin canını dişine takarak çok üstün gayretler gösterdiği, Halil (Kut) Paşa’nın, Miralay (Sakallı) Nurettin Bey’in; Miralay Ali İhsan (Sabis) Bey’in, Binbaşı Ali(Çetinkaya)’nın, Özdemir Bey’in, Asteğmen Mehmet Muzaffer’in ve ismiyle müsemma
Mehmetçiğimizin akılları durduran kahramanlık destanları yazdığı bir kutsî cihattır.
Kûtü’l-Amâre Zaferi;
Anadolu’dan Kıbleye doğru akan Dicle ve Fırat sularının bu
büyük kahramanlık hâtıralarını sînesinde sakladığı Osmanlı’nın son kükreyişidir.
Kûtü’l-Amâre Zaferi; Türk milletinin inancından aldığı kuvvet ve ecdâdından tevârüs ettigi asâletle tarihe nakşettiği; "Sünnet sancağındaki îman", "Vahdet ırmağındaki umman" ve "Rahmet kucağındaki Sübhan yazısı" dır.
ĶÛTÜ'L-AMÂRE ZAFERİ'nin 109. yılında azîz ve asil Türk milletinin "KUT BAYRAMI" nı tebrik ediyorum.
Hatm-i kelâm da Nâmık Kemâl'in mısrâlarıyla yapıyorum:
“Ecdâdımızın heybeti mâruf-ı cihandır;
Fıtrat değişir sanma bu kan o kandır.”