Belki de Yozgat’ta seçim sonucunu en anlamlı şekilde anlatan cümleyi bulmuştum dün.

Bir haber sitesinde Malezyalı Ebu Zarrin Hüssin isimli bir gencin efendisi olduğu bir Kral Kobranın saldırısı sonucu öldüğü yazıyordu.

Aslında haberden ziyade başlığı dikkatimi çekti:

Efendisi olduğu yılanlar tarafından öldürüldü.

Öldürüldü kısmını ben sokuldu olarak değiştirdim.

İsterseniz kısaca haberin detayına bakalım, sonra konumuza geçelim.

Yılanlarla iletişime geçerek, onları uysallaştırmasıyla dünya çapında büyük bir üne kavuşan Malezyalı Ebu Zarrin Hüssin, bir kral kobranın saldırısına uğradı.Malezyalı Hüssin, ülkede yılanları yakalamaya çalışan bir ilk yardım ekibinin başındaydı ve kariyeri boyunca yüzlerce yılanı öldürmeden toplayarak bölgede nam salmış bir isimdi."Yetenek Sizsiniz Asya” bile yarışan ve bir yıldız olarak ünlenen Hüssin, gittiği bir evde yakaladığı bir yılan tarafından ısırıldı.

Kader denilen insan hayatına yön veren olgu bazen öyle umulmadık bir şekilde tecelli ediyor ki, yıllarca dostluk kurduğunuz, aynı yolda yürüdüğünüz, hatta tehlikeli olsa da yine de dost olduğunuz kişilerin verdiği zararın acısını çekebiliyorsunuz.

Türkiye’de bunun en bariz örneğini siyasette de görebilirsiniz.

Bu gün Yozgat’ta ortaya çıkan seçim sonuçlarına baktığımda öyle iç gıcıklayıcı konular çıkıyor ki ortaya inanın nereden başlasam karşıma “vefasızlık” ve “Siyasi körlük” çıkıyor.

Bu anlamda Yozgat’ta seçimin kaybedeni konumundaki AK Parti’yi konuşmanın daha uygun olduğunu düşünüyorum.

Aslında bu günü CHP’ye ve Ali Abi’ye (Keven) ayırmıştım ama maruz görsünler, inşallah yarın çok özel bir içerikle konuşacağız.

AK Parti’nin Yozgat’ta/Türkiye’de yaşadığı oy kaybını tek başına adaylara ve teşkilatlara bağlamak bana göre çok yanlış.

AK Parti’de oy kaybının pek çok nedeni var.

Eski Milletvekillerinden tutun da son milletvekili aday adaylarına…

Yerel yönetimlerden tutun da bürokrasiye…

Sivil toplum kuruluşlarından tutun da siyasetin ağabeylerine kadar pek çok etken masaya yatırılmalı.

Yatırılmalı ki AK Parti nerede hata yaptı, tabiri caiz ise nereden sokulduğunun muhasebesini yapabilsin.

AK Parti’nin kuruluş misyonunu oluşturan; “Adalet, Kalkınma, Halka Hizmet Hakka Hizmet” gibi ana unsurlardan/düsturlardan partiyi kimler uzaklaştırdı ya da kimler uzak durdu?

Siyasette benim arsızım iyi arsızdır, benim yanlışım iyi yanlıştır politikasını kimler geliştirdi?

Bu ve benzeri pek çok soru işareti.

Dev aynasından Yozgat’a bakıp, hakikatler silsilesinden kimler uzak kaldı?

Kaş yapayım derken kimler göz çıkardı?

Kraldan çok kralcılık, şakşakçılık, dalkavukluk, popülist duruş, nemelazımcılık gibi ruhu karartan siyaset hastalığına kimler tutuldu.

Hakikate kulak tıkayan ve beton DUVAR’lar ardında kurduğu küçük krallıklarda saltanat sürenler partinin bu hale gelmesinde hangi sebepleri doğurdu?

Hülasa efendisi olduğu yılanlar her bir yerinden sokarken, sokulduğunu anlamak için neden 24 Haziran seçimlerini bekledi AK Parti!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partinin hamisi, abisi, rüzgarı, yolbaşçısı, reisi kısacası her şeyi olan bir lider Türkiye’nin teveccühünü kazanırken partisine kimler oy kaybettirdi?

Cevabı meçhul çok soru var!

İrdelemeye devam edeceğiz detayları ile…