Öncelikle Afrin’de şehit olan vatan evlatlarına, kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Her şehit haberi yüreğimize düşen bir ateş.
Mevla daha beterlerinden korusun.
Ülkemiz sınır ötesinde tarihinin en önemli mücadelelerinden birini veriyor.
Bize düşen kalpten, samimiyetle dua etmek, birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmek.
Slogan ve rozet milliyetçiliği yerine Cihad Peygamberi, Sultan Alparslan, İstanbul Fatih’i, Gazi Atatürk ruhunu hissederek yaşamak.
Allah kahraman şehitlerimizin ailelerine sabırlar versin, güç versin.
Kardeşlerimizi, şanlı ordumuzu tüm felaket, ateş ve ihanetten korusun.
Amin...
BİR ÇALIŞTAY BİR ÇALIŞTAYDAN ÖTE
Tarım ve Hayvancılık...
Kim sanayi yatırımları, kim bacası kalın fabrikalardan bahsederse bahsetsin yaşadığımız şehrin kurutuluş anahtarı ‘Tarım’ ve ‘Hayvancılık’ta.
Tüm mesele neyi ne kadar anladığımızda.
Eğer bu güne kadar bu iki maddenin Yozgat’a sağlayacağı katkıları anyalabilmiş olsaydık ‘nerelerde olurduk’ sorusuna ‘Müreffeh bir Yozgat’ yanıtı verebilirdik.
Kurtuluş Savaşında askerin et ve bakliyat ihtiyacını karşılayan bir Yozgat’tan ‘üretmeyen’ ve ‘toprağından kaçan Yozgat’a...
Bu bağlamda Cumartesi günü yapılan çalıştayda 2002 ile 2018’i kıyaslamak ‘ne kadar doğruydu’ açıkçası soru işareti...
Bu kadar uzun bir zaman dilimini rakamlarla kıyaslamak yerine, ya da ‘dün öyleydi’ ‘bu gün böyle oldu’ söylemleri yerine ‘Bu gün Yozgat, Türkiye’nin neresinde’ sorusuna yanıt arayabilir, bunun üzerinden kurumlar sunumlarını yapabilir, Ziraat Odası başkanları, birlik başkanları ve üreticiler sorun, öneri ve tavsiyelerini anlatabilirdi.
Evet, ne Türkiye dünün Türkiye’si ne de Yozgat dünün Yozgat’ı..
(Köprünün altından çok sular aktı, Türkiye de değişti Yozgat da.)
Eğer biz bunu ispatla çalıştaylar yaparsak orataya ‘siyasetten’ öte bir şey çıkmaz.
Yozgat’ın gerçekleri üzerinden konuşmasını bilmiyorsak çalıştaylarda elde edilen dokümanlar kamu kurumlarının tozlu arşiv odalarındaki yerini alır.
Cumartesi günkü çalıştayda Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, konuya hakim, dersine çalışmış, yılların tecrübesine ile Yozgat’ın tarım ve hayvancılığına dair fikir sahibi olduğunu ortaya koydu.
Zira milletvekilleri ve sunum yapan kurum temsilcileri de ortaya zengin bir doküman çıkardı.
Çalıştay’ın bana göre en önemli kısmı olan soru-cevap bölümü.
Bu bölümde katılımcıların belirttiği sorunlar, talepler ve memnuniyet ifadelerinin salonda yeterince yankı uyandırmadığını, konuşmayanların, sessiz kalanların daha yoğunlukta olduğunu gördüm.
Katılımcıların söylemlerine ‘çözüm’ yerine ‘savunma’ ortaya koymak, ısrarla 2002’yi baz alıp, ‘gözünüze dizinize dursun’ söyleminde bulunmak ne demek biliyor musunuz?
7 Haziran seçimleri öncesini hatırlatırım.
Siyaset eleştirileri o günde ‘savunma’ refkelsi üzerinden değerlendirdi, dinlemek yerine hazır cevapçı olmayı yeğledi.
7 Haziran öncesi siyaseti güdenlere çağrım var, eleştiriyi, serzenişi, sorun beyan etmeyi doğru frekanstan anlamazsanız çalıştayda geçen zaman ‘boş’ zaman olur.
Çalıştay başarısız oldu demiyorum sadece çalıştayın savunma mekanizması üzerinden yürütülmesini abesle iştigal buluyorum.
(Çalıştaya dair detayları konuşmaya devam edeceğim, yoğun bir mesai ile hazırlanmış, emeği geçenler sağolsun.)