Savaş,
Ekonomik sıkıntılar,
Hastalıklar,
Ve sanal dünyaya mahkum olmuş mutsuz insanlığımız.
Bunca olumsuzluk üst üste gelirken nağmelerin titreşiminden bahsetmek, müziğe dair konuşmak çok da ilgi uyandırmayabilir.
Her şeye rağmen, hatta rağmenlere rağmen bugün bam telinden, müziğin, nağmelerin gönüllerimize dokunduğu Yozgat’tan bahsedelim isterseniz.
Bizi tanımayanlar, sanattan, sanatın insan ruhuna kazandırdığı güzelliklerden yoksun olduğumuzu düşünürler.
Nida Tüfekçi’nin gönlündeki nağmeleri, Hüzni Baba’nın yüreklere dokunan mısralarını bilmeyen bizi de bilmez elbette.
Nağmelerin titreşimi dedim ama siz ona sanatın yüreklerdeki yansıması deyin.
Hafta sonu Yozgat Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu’nun muhteşem konserine ev sahipliği etti Yozgat.
Uzun zamandır bu tür bir konserin dinleyici koltuğunda olmamıştım.
Çamlık TV’den de canlı olarak yayınlanan konsere ilgi bir hayli yüksekti. İnsanların ayakta izlemek zorunda kaldığı konserde Sanatçı Mustafa Koç şefliğindeki koro ekibi mükemmel bir performans sergiledi.
Sanat müziği seslendirmek, notası, melodisi, nağmeleri bakımından ustalık isteyen, her sese, her kulağa özellikle de koro sistemine ağır gelen bir müzik tarzı.
Pazar akşamı gördük ki, Yozgat Türk Sanat Müziği ruhuna sahip insanlardan mütevellit bir şehir.
Bir dokunuş misali…
Mustafa Koç, saz ekibi ve koroyu oluşturan birbirinden değerli sesler yüreklere dokundular…
O sesleri aynı nağme, aynı melodi, aynı ifadelerde buluşturan mükemmel bütünlük.
Dünyamızın yeterince tarumar olduğu, insanın insana umutsuzluk aşıladığı bir dönemde Yozgat’ta müziğin ruha dokunuşunu hissettik.
Emeği geçenler var olsun.
Türk Sanat Müziğini Yozgat’a sevdirme adına koronun önemli bir misyon üstlendiğini ayrıca belirtmek istiyorum.
Türk Sanat Müziği denildiğinde rahmetli ağabeyim, usta gazeteci Hüseyin Ayhan Köylüoğlu’nu yad etmezsem eksik kalır.
Mesleğe başladığım yıllarda Ayhan abi, masasının hemen karşısında duvara monteli küçük ekran televizyonda TRT’nin sanat müziği konserlerini dinlerdi.
O gün çok fazla anlam yüklemediğimiz şarkılar bize de dokunmuş istemesek de.
Pazar gecesi salonda ses bulan nağmeleri dinlerken o günlere giderken bu günlerin yorgun dünyası altında nefes aldığımızı hissettim.
Siz siz olun sanatın tılsım dolu dünyasına ara sıra da olsa bırakın ruhunuzu.
Bırakın dinginleşsin dünyanız.