Hz.Ömer R.A Halifelik görevini aldıktan sonra parasıyla bir adam tutmuştu. Bu adamın görevi her gün, günün belirli saatlerinde Hz. Ömer yanına gelerek ona;

“Ya Ömer Allah’tan Kork, Ölüm Var!” Demekti.

Bu Duruma Günlerce, aylarca, hatta yıllarca devam etti. Bir gün Hz. Ömer R.A aynaya bakarken saç ve sakalını ağardığını gördü. Günün muayyen zamanlarında karşısına geçerek kendisine ölümü hatırlatan ve bu görev karşılığında Hz. Ömer R.A.’dan para alan görevliyi yanına çağırdı. Hz.Ömer artık bundan böyle adamın görevine son vereceğini söyleyince adam Hz. Ömer’e;

“Ya Ömer bu güzel adetinden vaz mı geçtin?” diye sordu. Adaleti, cesareti ve devlet yönetimindeki üstün başarısı ile meşhur olan ve İslam tarihine adalet örneği olarak geçen halife Hz. Ömer R.A bu soru karşısında adama şu manidar cevabı verdi:

Şimdiye kadar gençtim, saç, sakalım ağarmamıştı. Doğru yoldan ayrılmamam için her gün ölümü hatırlatacak. Allah’tan korkmamı tavsiye edecek birine ihtiyacım vardı. Ancak bugün aynaya baktığımda saç ve sakalımın ağardığını gördüm. İşte ağaran saç ve sakalım bana ölümün habercisi olarak yeter. Sen bana ölümü günün muayyen saatlerinde hatırlatıyordun, bunlar ise her zaman hatırlatıyorlar.”

NE ÇOK ÖLÜM GÖRDÜK…

Kimi zaman ateş gönlümüze, en can acıtıcı yere düşüyor.

Son 6 ayda iki kıymetli varlığımı, atamı (anneannem ve dedem) kaybettim.

Ölüm insanın canına yaklaştıkça anlıyor ki, doğarken kucağına aldığın can, bir gün toprağa yine o kucakta yolcu oluyor.

Ölüm ve doğum arasındaki tek farkın belirli zaman diliminde alınan nefes ve yaşanmışlıklar olduğunu görüyorsunuz.

Ölüm, gözümüzün önünde her an vukuu bulan bir hakikat, fakat görmezden geldiğimiz bir hakikat!

Çok çabuk unutuyoruz…

Her şey ya mezardan çıkıncaya ya da gönülde küllenmeye başlayıncaya kadar olup, bitiyor.

Çok fazla insan tanıdığınız zaman çok fazla mutluluğa olduğu gibi hüzne de şahitlik ediyorsunuz.

Genç yaşta Rahmeti Rahman’a yolcu olan Bozok Üniversitesi öğretim görevlilerden Abdullah Doğan hocamın biricik kızı Beyzanur gibi.

Yavrusunun kokusuna doyamadan gerçek aleme yolcu oldu.

Dilerim mücadele ettiği o amansız hastalık, cennete girmesine kefaret olur ve yavrusu ile o sonsuz ebedi mekanda buluşur.

Abdullah Hoca’mın yerine koyamıyorum kendimi inanın yaşaması çok zor.

Dün yine Kıymetli Kamil Amca’nın (Kılıçarslan) vefat haberini aldık.

Ramazan ayı içerisinde röportaj yapmıştık.

Spora olan sevdasına dair haberimizin hem önemli bir kaynak hem de gelecek nesillere ışık tutacağını düşünerek gerçekleştirdiğimiz özel bir röportaj olmuştu.

Röportaj sonrası gazetemize teşekküre geldiğinde hediye olarak Ramazan pidesi ikram etmek istemişti.

Ramazan sonu çay içeriz buyur gel deyip, hayırlıca yolcu etmiştik ancak bir daha görüşmek kısmet olmadı.

Mevla mekanını cennet eylesin.

Etrafıma baktığımda tanıdık/tanımadık pek çok kişinin ölüm haberini alıyoruz.

Hakikaten ölüme alışmaya çalışmak, ölümle yaşamak apayrı bir duygu.

Ölüm var Ya Ömerler diyen bir kaderle tecelli bulmuş dünyada o ölümden bihaberiz sanki.

Hayat bize ölüm var diye nara atıyor ancak biz görmüyor, duymuyor, idrak etmiyoruz.