ÖMRÜM
Yılların ağulu göz yaşlarını
Bir beyaz mendile silersin ömrüm
Maziye çatılmış o kaşlarını
Hüznünle bir olup bilersin ömrüm
Bir kere güneşi doğmazsa bahtın
Anlamı olmazmış taç ile tahtın
Kaç kere bozuldu yâr ile ahtın
Hangi söze senet alırsın ömrüm
Menzile son sürat koşturan hayat
Girdaba mı çekti coşturan hayat
Hayalinde soldu hoş duran hayat
Aynada yalandan gülersin ömrüm
Şarkıların hüzzam faslı geçiyor
Her ânın duygulu hisli geçiyor
Anılar ağlıyor yaslı geçiyor
Yine bam telinden çalarsın ömrüm
Kimi kervan yükler "göç katar katar"
Kimi huzur içer kimi dert yutar
Senin yüreğinde kaç hicran yatar
Her gün dîdeleri sularsın ömrüm
Dolunaylar bile mavi doğmuyor
Katran geceleri düşler boğmuyor
Tüllenmez şafaklar tanın ağmıyor
Sık dokursun ince elersin ömrüm.
Gölgeler bend olmuş visale engel
Yapışmış yakana kederden bir el
Reva mıdır bunca ödenen bedel
Daha ne bekler ne dilersin ömrüm
Temmuz'da gülşene düşer kırağın
Nedir bu acelen yoktur durağın
Beklersin beklersin gelmez burağın
Her çıktığın yolda kalırsın ömrüm
Ruhuna sis çökmüş esintisi yok
Yarınlara puslu çekilmiş blok
Öyle sözler var ki zehirli bir ok
Ah çeker saçını yolarsın ömrüm
Nasıl göğüs gerdin türlü işgale
Kırılmış bir kalpte zordur meşgale
Kimler koydu seni bu halden hale
Kozunu kimlerle bölersin ömrüm
Neden her avcıya ceylanlar hedef
Esef duydum dünya ben senden esef
Vurdular Arzu'yu saçıldı sedef
İçimde bir garip ağlarsın ömrüm