Mesleğe başladığım ilk yıllar Bozok Üniversitesi (O dönem Erciyes Üniversitesine bağlı) yeni yeni yeşeriyordu.
Yanlış hatırlamıyorsam Fen Edebiyat Fakültesi inşaatındayız. Bina bitmeye yakın.
O yıllarda inşaatlar şimdiki gibi çabucak bitmiyor.
Henüz yeni yeni mesleği ve Yozgat’ı tanımaya başladığım yıllar.
Giyimi kuşamı, konuşması ile beyefendi bir kişi, ‘Evladım şu masayı tut da kenara çekelim’ dedi…
Birlikte masayı kenara aldık.
Türk Sinemasındaki jönleri aratmayan gözlüklerinin altından bana bakan adamı ilk defa orada görüyordum.
Program başladığında o kişinin Bozok Üniversitesi’nin temelinden bu güne ulaşmasında emekleri bulunan İşadamı M. Erdoğan Akdağ olduğunu öğrendim. Mütevaziliği beni oldukça şaşırtmıştı. Hala unutulmayan bir iz bıraktı o gün yaşadıklarımız ve sohbetimiz.
İnanıyorum ki dünya durdukça hayırla yad edilecek.
Yozgat’ın hayırsever işadamları vardır.
Erdoğan Akdağ, Bilal Şahin, Seyhan Cengiz Turhan ve Fatma Temel Turhan, Hayri Yıldız, Osman Durmaz.
(İsmini sehven zikredemediklerim kusuruma bakmasın)
Bozok Üniversitesi’nin bu günlere gelmesinde Bilal Şahin’in emeklerini inkar edemeyiz. Keza Yozgat’ta da pek çok yerde önemli izleri var.
Seyhan Cengiz Turhan Yozgatlı olmadığı halde eşleri hanımefendi vesilesi ile Yozgat’ta iz bırakmış bir şahsiyet.
Keza Hayri Yıldız da öylesine.
Aynı zamanda Yerköy’de Gencay Koyunbaşoğlu’na unutmamak gerekiyor.
Son olarak Çekerekli İşadamı Osman Durmaz da yeni bir okul protokolüne imza attı dün.
Saydığımızda iki elin parmaklarını dahi geçmiyor sayıları.
Fakat son yıllarda ‘O işadamı buna küstü, şu işadamı ona küstü’ ifadeler kullanılmaya, kişiler yüzünden Yozgat’a da küstükleri iddia ediliyor.
Ben böyle bir iddiaya inanmak istemiyorum.
Böyle bir iddia karşısında ‘hayrı sevenin’, ‘bir hayırsız yüzünden’, memleketine, topraklarına, ülkesine küsemeyecek kadar yüce gönüllü olduğuna inandığımı yüksek sesle dile getirmekte beis görmüyorum.
Öyle de olmalı değil mi ama…
Yozgat 470 bin insandan ibaret.
Bir ya da birkaç kişinin şahsi çıkışları hayırsever gönüllü insanları memleketlerine küstürür mü, öyle bir olasılığı kabul etmek ne kadar zor.
Yozgat’ın hayırseverleri Yozgat’a küserse herkes küser.
Ankara’da dün protokolü imzalanan okul ve pansiyonunun emektarı İşadamı Sayın Osman Durmaz, yıllar önce çoban olarak köyünden çıkmış, sonra işadamı olarak dönerek hayırlı işlere imza atmış bir değer.
Az önce ismini zikrettiğimiz ve belki de ismini unuttuğumuz pek çok isim var bu topraklardan çıkmış.
Buradan öncelikle sağlık diliyorum tüm hayırsever işadamlarımıza.
Ve onlara şu mesajı göndermek istiyorum: “Küslük kelimesini kabul etmiyor, safsata ve aradaki insanların hüsnü kuruntusu olarak görüyorum. Ve diyorum ki, siz Yozgat’a küserseniz Yozgat kendine küser…”
Hayır seven gönüller hayra küser mi?
Küsmesin..