Hayatımın en renkli yıllarını toprakla iç içe geçirdim desem abartmış olmam.
Buram buram toprak ve başak kokularının genizlere dokunduğu, kır çiçeklerinin rengarenk sardığı yayları, çoban çeşmeleri ve gözlerin serin sularını ve dahasını hala dün gibi hatırlıyorum.
Toprağın, suyun çok fazla kirlenmediği, küresel ısıma denilen hastalığın henüz baş göstermediği yıllardı…
Aslına bakarsanız çok da uzun bir zaman diliminden bahsetmiyorum.
Ülkemizde değişimle birlikte tarım ve hayvancılık da değişti. Köy hayatı kolaylaşırken hormonlaştı, toprağa ve üretime dair makineleşmeye getirdikleri gibi götürdükleri ile hayatımıza tesir etti.
Dün aynı zamanda pancar üreticisi olan kıymetli bir misafirim vardı.
Bir kurum ziyaretimiz oldu.
Orada mevzu tarım ve toprak olunca hiç şüphesiz karşı karşıya olduğumuz kuraklık tehlikesinden bahsettik.
Ocak ayını geride bırakırken Temmuz sıcakları ile karşı karşıya kalmak hiç de iç açıcı olmuyor.
Yıllardır istikrarlı bir politika üretmemenin ve denetimlerdeki yetersizliğin neden olduğu olumsuzluklar toraklarımızı yordu. Bir de buna gelişi güzel kontrolsüz açılan su kurularını da ekleyince ortaya altından kalmayacağımız karanlık bir tablo çıktı.
Sohbetimizde Yozgat’ın pek çok ilçesinde görülen obruklar ve sürekli aynı mahsul ekildiği için organik dengesi bozulan topraklar damgasını vurdu.
Göçle birlikte boyunu bükük ve sahipsiz kalsa da, üretim yapan torakları kuraklık ve yanlış ekim kurbanı olan bir Yozgat gerçeği var karşımızda.
Kuraklıkla birlikte oluşan obruklar ise cabası.
Obruklar sadece kuyulardaki suyun kuraklık yüzünden derinlere inmesinden mi kaynaklanıyor?
Elbette ki hayır…
Gelişi güzel ve izinsiz açılan kuyular, tarım arazilerinin katledilmesine neden oldu!
Yorgun topraklarımız bir de büyük çukurlarla oluşan çökmelerin kurbanı oldu!
Yozgat’ta böyle ise kim bilir Konya’da nasıl?
Orada da durum içler acısı kıymetli hemşerilerim.
Konyalı bir iş adamı ile geçtiğimiz günlerde yaptığımız sohbette aynı şekilde obrukların Konya Ovasını vurduğundan bahsetti.
Yazık!
Denetim mekanizması mı işlemiyor, yoksa politikalarımız yetersiz mi kaldı?
Kuraklık tek başına etken mi?
Sanırım yağmurlar kesildi tarımdaki çatlaklar daha net belirmeye başladı.
Allah sonumuzu hayretsin, yetkilileri de bu anlamda göreve davet ediyorum.
Yozgat’tan mı olur bu problemin çözümü bakanlık mı etkin ve yetkin politikalar üretmeli?
İşte orasını kestirmek zor!
Ama bir gerçek var ki topraklarımız ölüyor.