Günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız ama çoğu zaman fark etmeden kullandığımız kelimelerden biri “yaftadır”. Yafta, bir kişiye ya da bir duruma çoğu zaman haksız, basit ve genelleyici bir etiket yapıştırmak anlamına gelir. Bu etiket, gerçeği tam olarak yansıtmaz; aksine kişiyi dar bir kalıba sokar ve onun çok yönlü yapısını görmemizi engeller.
Toplum içinde yafta vurulan insanlar genellikle dışlanır, yanlış anlaşılır veya haksız yere yargılanır. “Bu böyledir”, “şu şöyledir” diyerek kolayca dağıtılan yaftalar; bireylerin karakterini, emeklerini, niyetlerini ve kişiliklerini hiçe sayar. Bir söz, bir yakıştırma ya da kulaktan dolma bir ifade, kişinin üzerinde ağır bir yük oluşturabilir.
Yafta vurmak, iletişimi de zehirler. İnsanlar birbirini tanımadan hüküm verir, ön yargılar büyür ve gerçekler çoğu zaman görünmez olur. Oysa her insanın bir hikâyesi, bir geçmişi ve anlaşılmayı hak eden bir yönü vardır. Bu nedenle yaftaların yerine empatiyi, anlamayı ve konuşmayı koymak; hem bireysel ilişkileri hem toplumsal uyumu güçlendirir.
Sonuç olarak; yafta basit bir kelime gibi görünse de etkileri derindir. İnsanları kalıplara hapsetmek yerine, onları tanımaya ve anlamaya çalışmak daha insani, daha adil ve daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.
Basit insanlar her türlü yaftayı yapabilirler ama Allah izin vermez ve bazı insanların üstüne o yafta yapışmaz.
Vesselam bu tür küçük düşürür söylemler daha çok yaftayı ortaya atanlara zarar verir çünkü doğruların er ya da geç ortaya çıkması gibi bir gerçek vardır.