Farklı olmak nasıl doğduğumuzla değil, kim olmayı seçtiğimizle ilgilidir. Doğuştan gelen farklılıkları görmezden gelin!”…
Farkındalık günü diyorlar 21 Mart’a.
Aslında 21 ve 3 rakamlarının da bir anlamı var.
Hücre bölünmesi sırasında yanlış bölünme sonucu 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom yer alması ile meydana gelir.
3 tip Down sendromu vardır.
Çekik küçük gözlüdürler, basık burun, kısa parmaklar, kıvrık serçe parmak, kalın ense, avuç içindeki tek çizgi, ayak baş parmağının diğer parmaklardan daha açık olması gibi özellikleri vardır.
Yaşıtlarına göre daha yavaş büyürler.
Her şeye rağmen down sendromlu çocuklar da pek çok başarıya imza atmakta ve toplum hayatı içinde anlamlı hayatlar kurabilmektedirler.
Biraz daha derinlemesine araştırma yaptığımızda düzenli ve disiplinli bir eğitim programı ve bol tekrarın onların hayatında en önemli faktör olduğunu görürüz.
Allah kimseyi bu tür rahatsızlıklarla ya da evladının rahatsızlığı ile imtihan etmesin.
Lakin hayatın gerçeklerinden de kaçmak mümkün değil.
Çevremizde de bu tür rahatsızlığı bulunan çocuklarımız, kardeşlerimiz var.
Her biri Allah’ın emaneti, melek…
Dün onları anlatan bir haber izledim.
Pek çoğumuz onların varlığından öyle habersiziz ki.
Belki de bu yüzden her yılın 21 Mart’ında ‘Farkındalık’ vurgusu yapılıyor Down sendromu üzerine.
Ya en yakınımızda olacaklar ya da anlık televizyon, gazete haberleri anlık geçişlerle iz bırakacaklar zihnimizde.
Ne acı değil mi?
Maalesef hayatın gerçekleri konusunda ortaya koyduğumuz duyarlılık ölçümüzün içerisinde yer alıyor onlar.
21 Mart önemli.
Onlar kadar özel bir gün.
Bu güne kadar birden çok mesaj vermeli…
Mesela şunları söylemeli yüksek sesle:
“Dünya farklılıklarla güzel.”
“Sizlerden biriyim. Dost canlısıyım, eğlenmeyi severim, birazcık inatçıyım.”
“Benim sevgim dünyaya yeter. Farklıyım. Farkında mısın?”
“Gerçek dostlar kromozom saymaz. Çünkü down sendromu 1 eksiklik değil +1 fazlalıktır.”
“Down sendromu bir hastalık değildir. Size bulaşmaz. KORKMAYIN!”
“Benzerliklerimizin farkında mısın?”