Nereden tutarsanız tutun insanlığın aciz kaldığı en bariz durumlardan bir tanesi.

O yüzden mevzuu önce doğru yerden anlayarak değerlendirmeliyiz.

Tabi bu değerlendirmeyi doğru yerden bakarak ele almak gerekiyor.

Kimi anlayışa göre rahmet nasıl olsa birkaç güne erir gider, mağduriyete değil rahmete bakmalı.

Kimi anlayışa göre mücadele edilmeli, ama neyle, nasıl, hangi ekiple.

Yozgat, kış memleketi.

Eski kışlar türünden iç çekişlerimiz olsa da son yağışlar, rahmetin o eski kışlar kavramını aslında hiçbir zaman unutamadığının göstergesi oldu?

Karla mücadeleyi karlı hale getirmek dedik ya.

Yozgat merkezden başlayarak tüm ilçeler hatta beldeler nazarında değerlendirelim durumu.

Bozok Yaylası’nın güzel insanları;

Özellikle kent merkezinde karla mücadele etmek coğrafi konum bakımından zor mu zor!

Zorlukları mazeret kabul etmeyerek bakalım, durum değerlendirmesi yapalım istiyorum. Nihayetinde bu şehirde yaşayan biri, kaldırımları, yolları, sokaklarını kullanan bir Yozgatlı olarak durum değerlendirmesi yapmak istiyorum.

Kar yağdı, çok fazla yağdı bunda hemfikiriz.

Mücadele noktasında insanlığın bir şekilde çaresiz kaldığı durumlardan bir tanesini yaşadık ki, o günlerden Yozgat’tan Ankara’ya, Ankara’dan İstanbul’a ve yine İstanbul’dan Ankara’ya seyahatim oldu.

Pek çok karayolunda ulaşım kapatıldı, hatırlayın lütfen.

Hal böyle iken Yozgat gibi coğrafi şartları zor bir şehirde karla mücadele etmek hakikaten zor.

İniyoruz kar yağışı sonrasında şehre, otomobil parkları kar temizliğini tıkadı, nefes aldırmadı.

Caddelerimiz, kaldırımlarımız zaten mevcut hali ile şehrin araç ve insan trafiğini kaldırmakta yetersiz. Hal böyle iken bir de sokakta yürüyen vatandaşla otomobiller arasında garip bir zıtlaşmada oluştuğunu gördüm.

Yol yok, kaldırım hiç yok. Yaya nereden gidecek.

Otomobil sürücüleri bu anlamda yayalara müsamaha göstermekte yetersiz kaldı.

Aynı şekilde yayalar da otomobilin bulunduğu alanlarda ziyadesiyle umursamaz davranışlar sergileyince kar insanlığı değil ‘karlı Yozgat’ı kendi kendimize çileli hale getirdik.’

Evet otomobilimi iş yerinin yakınına park edemedim, bu durum sorun mu? Asla sorun olmamalı. Sabah işe gelirken bir esnafın iş yerinin önündeki karlı alanı tamamen temizleyip yürünür hale getirdiğini gördüm. Anladım ki, mesele önce kişinin kendi dükkanı, evinin önü özelinden başlaması hassasiyet göstermesi ile kaynaklı.

Ve belediyenin kar timi. Adamlar nefes alamaz hale gelmiş, kolaylık sağlamaktan uzak ruh halinde insanlar gördüm.

Belediyeler…

Yozgat, ilçelerimiz ve belde belediyelerimiz bu işi bir reklam aracına dönüştürmek yerine toplumsal bilinci oluşturma adına da çalışma yapması gerektiği kanaatindeyim.

Evet, başkanlarımız sahada oldular, çalışmaları birebir takip ettiler. Kimi zaman çalışanlarla iç içe oldular.

Ama bu yeter mi?

Şahsen ben bir siyasi parti genel başkanı olsam başkanımın sosyal medya hesabından paylaştığına değil genel duruma bakarım. Halkın memnuniyetini, kayan otomobilleri, şehirlerin nefes alma durumlarını değerlendiririm.

Çamlık Ankara'nın yayın hayatına başlamasından dolayı Ankara'daki belediye başkanlarımızı da takip eden bir basın mensubu olarak, şu hakikatle karşılaşıyorum: ne kadar renkli sosyal medya o kadar etkin kar mücadelesi ya da halk adamı belediye başkanı manasına gelmiyor.

Vatandaş sizin sanal duruşunuza değil karın santimine, kayan yollara, halkın içindeki başkana, perde arkasındaki duruşuna bakıyor.

Karla mücadeleyi karlı hale getirmek istiyorsanız sosyal medya değil sosyal alanda ama kar gibi soğuk bir manzara ile değil kar beyazı kadar sade duruşla olun derim.