Pandemi her yeri olduğu gibi üniversiteleri de kuruttu.
Üniversiteden bahtına düşeni en başından bu tarafa alamayan Yozgat’ın, pandemi sürecinde yine bizim tabirimizle eli kuru yerde kaldı.
Öğrencisiz bir üniversite, sadece öğrencisiz bir üniversite demek mi?
Yozgat…
Kurumuş göl misali.
Dibi göründü adeta, nefesi kesildi, çarşı pazar dört gözle bekler olduk öğrencilerimizi.
Öğrencisiz Yozgat, Yozgat olmadı kıymetli hemşerilerim.
Öğrenci kısmına bir virgül koyalım dün açılışı yapılan Diş Hekimliği Fakültesi’ne bakalım.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözüydü.
Havada kalmadı ve yeni eğitim yılında Diş Hekimliği Fakültesi’ni açtık.
Zor şartlarda; ciddi tadilata ihtiyaç duyan bir bina, Tıp Fakültesi ayarında yatırıma ihtiyaç duyan bir fakülte, ekonomide tasarrufun vurduğu eğitim sistemi.
Bu ahval içinde eğitime başlayan bir fakülte.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yozgat’a sözü bir anlamda gerçekleşmiş oldu.
İlk gün şehrin yöneticileri üniversiteyi yalnız bırakmayarak ilk gün programına katıldılar.
Böylesine müstesna bir eğitim kurumunun üniversite bünyesine kazandırılmış olması gerçekten önemli.
Fakat tek başına önemini dile getirmek yetmiyor.
En başında konuştuğumuz öğrenci bölümüne bakalım.
Öğrenci;
Emanetimiz,
Evlatlarımız, kardeşlerimiz,
Reklam yüzümüz,
Şehrimizin hareket mekanizması…
Onlara sahip çıkmak, onlara gözümüz gibi bakmak, imkanlarını oluşturmak her Yozgatlı’nın görevi.
Hal böyle iken Yozgat’ta tıkanıyorlarsa,
Ulaşımdan yemeğe, yurttan kiralık ev ihtiyaçlarına öğrencilerin önü tıkanır,
Onları bir arada tutan üniversite yapısı yeterli kapasite ve refleksi gösteremez ise ne olur?
Misal,
Dün gazetemize bir fotoğraf ulaştı. Onlarca öğrenci kent kart kuyruğunda.
Hayretler içinde kaldım.
Üzüldüm, canım sıkıldı, moralim bozuldu. Çok basit bir olayda biz bu gençlere böylesine bir durumu reva mı gördük.
Misal ulaşım. Yıllarca şehir merkezi ve kampus arası ulaşım problem oldu. Son minvalde kampus içi ringler başta olmak üzere kolaylıkların sağlanması noktasında sözler verilmiş.
Bu süreçte takipçisi olacağız.
Onlar bizim emanetimiz.
O emaneti korumak, gözetmek, hayatlarını kolaylaştırmak tek başına üniversitenin görevi olmadı olamazda.
Bu görev hepimizin.