Yaşadığımız topraklarda üzülerek belirtmek istiyorum ki zıtlıklar yaşayabiliyoruz.
Yozgat’ın son 20 yılına bakıyorum, yollar, havalimanı, hızlı tren, devasa kamu binaları, barajlar, göletler, istihdam oluşturacak devlet yatırımlar, organize sanayi bölgeleri…
Yozgat’ta bu iş tamam, yerel yöneticiler de aynı performansı gösterdiğinde şehrimizin alt yapısı da üst yapısı da yarınlara hitap edecek refah düzeyine ulaşırız diyoruz.
Emeği geçenler, hatta ve hatta niyet edenler, evet evet memleketine hizmet adına niyet edenler ancak hizmet fırsatı bulamayanlar dahi var olsunlar.
Ne kadar dua etsek az gelir.
Lakin bazı ilçeler, beldeler var ki işte oralarda bu devasa yatırımların tam tersi orantıda durumlar yaşanıyor. Burası Yozgat olamaz, olmamalı dersiniz.
Yozgat’ımızın yeşil incisi ilçelerinden, daha doğrusu şehirlerinden (Her ilçe şehir potansiyeline sahiptir) olan Çayıralan’da dün kafe açılışı yapıldı. İlçenin en modern, en kapsamlı kafesini belediye hizmete sundu.
Ne garip değil mi?
Bunun neresi garip diyenler mi var!
Bir yanda devasa yatırımlar diğer yanda kafe açılışı ile mutlu olan ilçe halkı.
İyi ama düne kadar böylesine kapsamlı bir kafeterya var mıydı ilçe de? Yoktu!
Mutlu olmak gerekmez mi?
Evet gerekir.
Yıllarca ‘bu şehrin insanları fabrikadan önce mutlu olacak mekanlara, yatırımlara ihtiyaç duyuyor’ gerçeğini dile getirmeye çalıştım.
Bizler bu şehirde mutluluk hormonlarından uzaklaştıkça zıtlaşıyor, çatık kaşlı oluyor, aynadaki cemalimizle dahi kavga eder oluyoruz.
Karnımız doysa da nefesimiz sürekli aç kalıyor.
Çayıralan Belediyesinin desteği ile bu günlere gelen ve kadın emeğinin bir yansıması olan ÇEKAŞ, ilçeye bir de kafeterya kazandırıyor. Aslında bugüne kadar kazandırdıklarının yanında kafeterya görünmez kalır.
Çayıralan yıllarca öyle nimetlerden yoksun ve mahzun kalmış ki inanın kafeteryaya dahi sevinmek geliyor bugün içimden.
Sırf bu ifadeleri kullandığım için ve belediyesi CHP’li olduğu için beni CHP’li ilan edenler olacaktır.
Mühim değil, Yozgat’ta da AK Partili ilan ediyorlar, farklı ilçede farklı siyasi partiden.
Tüm mesele memleketin faydasına yapılan adımlar karşısında Allah'ın verdiği idrak ve izandan yoksun bir tutum sergilemek.
Çayıralan göçün faturasını en ağır şekilde ödeyen ilçelerimizin başında geliyor. Siyasi iradenin adı ne olursa olsun çetin rüzgarlar misali ilçede esip gürleyen göç maalesef şifa bulmaz bir hastalık haline gelmiş. Bunun bir panzehiri şimdilik ne Çayıralan ne Yozgat ne de Yozgat gibi Anadolu şehirleri için yok gibi.
Çayıralan’a yapılanlar kadar yapılmayanlar ya da elden kayıp gidenleri düşününce inanın içim acıyor. Kuruyan bağlar, meyve vermez hale gelen kayısı ağaçları dahi aslında bir eksikliğin, sahipsiz kalışın olumsuz etkisini yansıtıyor.
Açılışı yapılan modern bir kafeterya için mutlu olmakta bir o kadar haklıyken, o mutluluğu bugüne kadar yaşayamamış olmanın eksikliğini hissetmekle de haklıyız.
Sözü fazla uzatmak istemiyorum, ne demek istediğimi sizler zaten biliyorsunuz. Kafeteryanın açılışında emek sahibi olan ÇEKAŞ’lı emektar, cefakar Çayıralanlı kadınlara ve onlara destek olan Çayıralan Belediye Başkanı Ömer Codar’a teşekkür ediyorum.
Ve şunu da belirtmek istiyorum, her kim ki Çayıralan’da taş üstüne taş koydu ise var olsun, Allah razı olsun.
Ama tam tersi bozmak için bir aksiyon sergiler ya da niyet dahi ederse bir ilçenin vebali omuzlarına olsun.
Ki bunlardan bir tanesi bensem de…
Ne diyelim hayırlı olsun Çayıralan’ım.