Bu söz bana ait değil.

Dün Şifa Hastanesi karşısında aynı kaldırımı paylaştığım bir vatandaşın ağzından dökülen ifadeler.

Fakat aynı düşünceleri paylaştığımı/paylaştığımızı belirtmek istiyorum.

Evet, Şifa Hastanesini, Şifa Hastanelerini Yozgat’ta ne vakit görsek içimiz sızlıyor.

Bir yerlerde kaybetmişliğin acısı sarıyor dünyamızı.

Şifa Hastaneleri, ne kadar çok etrafımızda.

Batmış gitmiş tıp merkezleri, holdingler, işletmeler, fabrikalar…

Neden battılar, ekonomik kriz mi?

Külahıma anlatın siz onu.

Hoş, vatandaş da yutmuyor artık.

Biliyor ki, Yozgat bu gün yatırımlara rağmen yetersizlik yaşıyorsa bunun birinci sebebi çok ortaklı ya da şehre mal olmuş özel yatırımların batıp gitmesinden kaynaklanıyor.

Aslında o işletmeler batmadı, Yozgat battı!

Şifa Hastanesi.

Yozgat’ta sağlık sektörünün kabuk değiştirmesinin birinci müsebbibi bu özel hastanedir.

Şuan koridorlarında sessizlik hakim olan taş binanın (Eski Devlet Hastanesi) hizmet kalitesi arttı ise, eski yapıya rağmen yeni bölümler inşa edildi, zihniyet değişti ise Şifa Hastanesinin varlığını kimse küçümsememeli.

Şimdi atıl vaziyette.

Daha doğrusu yağmalanmış halde.

Yazık, günah, bir sahip çıkan diyesim geliyor ancak o halini görünce umutlarım yerle yeksan oluyor.

İçimin sızladığı ile kalıyorum.

Gelelim diğer batıklara.

Yimpaş’la başlayıp pek çok batık sıralayabilirim şuan bir solukta.

Bilmiyorum ki, isim vermekle şirketleri rencide mi ediyorum.

Çok mu ayıp, alenen isimlerini buradan dile getirmem.

Kandırılmışlığımızı, aldanmışlığımızı saklamalı mıyım?

Saklamalıyım ki çocuklarımız da kandırılanlardan mı olsun?

Gerçekleri sümenaltı etmek ki gerekli…

Çok mu moral bozucu.

Asıl moral bozan, batıkların faturasını birlikte ödemek mi, yoksa birileri rencide olacak diye gizlemek mi?

Ne zamana kadar gizlemek, ateş dönüp dolaşıp sizi de bulduğu ana kadar mı?

Halbuki ateş tüm Yozgat’ta, tüm mesele hep birlikte hissedebilmekte.

Keza Şifa Hastanesi bir emsal.

Bu gün Yozgat Şehir Hastanesi, Araştırma ve Uygulama Hastanesi, bunların yanında Şifa Hastanesi, Yaşam Tıp Merkezi, Yimpaş Tıp Merkezi de olsaydı, fena mı olurdu?

Hoş, bir ara büyüklerimize kalsa Araştırma ve Uygulama Hastanesini de kapatılacaktı!

Nereden tutam elimde kalıyor!

İçimizin yandığı ile susuyor, saklıyoruz.

Şimdi lütfen siz söyleyin, onca gerçek içimizi yakarken, çocuklarımızı da bu acı gerçekler günün birinde bulacakken susmak mıdır asıl olun, yoksa konuşmak mı?

Yozgat batmasın…

Yarınlarımız solmasın.

Hatalar, kabahatler tekrarlanmasın.

Yozgat’ın ekonomik ve sosyal gelişmişliği adına yüz yüze bakıyoruz diye bir birimizin kabahatini söylemekten imtina etmeyelim.

Bu şehir bizim.

Bu şehirde büyüyecek çocuklarımız.

Roller çok çabuk değişiyor, göz açıp kapatıncaya kadar.

Yarın çok geç, hatta çok erken.

Görmek lazım, yanı başımızdaki günahları.