Savunma Sanayiinde Yozgat’ın Yeri: Bir Hayal mi, Yoksa Gerçek mi?
Hep aynı hayalin peşinden…
Savunma Sanayi Yozgat için bir hayal mi?
Yıllarca “Acemi Er Eğitim Birliği”nin hayalini kuran Yozgatlı, şimdi bambaşka bir şey istiyor. Çünkü Türkiye’nin parlayan yıldızı olan, dünyada gıpta ile bakılan bir alan var artık: savunma sanayi.
Bugün bu sektör sadece Türkiye’nin değil, dünyanın stratejik geleceğini şekillendiriyor. Hal böyle olunca Yozgatlı da haklı olarak soruyor: “Biz neden olmayalım?”
Çorum’dan, Kırıkkale’den, Kırşehir’den neyimiz eksik?
Bu sorunun cevabını verebilmek için sadece siyaseti değil, bütün dinamikleri masaya yatırmak zorundayız.

SUNGURLU BAŞARDI, PEKİ BİZ NEDEN DEĞİL?

AK Parti Yozgat Milletvekili Abdulkadir Akgül, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada önemli bir noktaya değindi: bu iş sadece siyasetle olmaz, dedi.
Evet, siyaset önemli ama STK’lar da, yani Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası, iş dünyası ve iş insanlarının oluşturduğu platformlar da bu işin içine girmek zorunda.
Haklı değil mi?
Bakınız Sungurlu örneği… Orada sadece belediye başkanının savunma sanayinde bakan yardımcısı olması mı etkendi? Elbette ki çok önemliydi. Ama mesele sadece bu değildi. Sungurlu Valisi, Ticaret ve Sanayi Odası, siyaseti ve iş dünyası tek bir masa etrafında birleşti. Güçlerini birleştirdiler, hedef koydular ve başardılar.
Peki biz neden yapamıyoruz?
Yozgat’ta neden bu denklemler tam manasıyla bir araya gelmiyor? Hep bir şeyler eksik kalıyor. Ya samimiyet eksik kalıyor ya da yetki… Bazen niyet oluyor ama irade eksik kalıyor.
Oysa yapılacak olanlar çok net:
Yozgat’ı yeniden keşfetmeye gerek yok. Defalarca kez hastalığı tespit ettik, reçete yazdık. Ama iş icraata gelince herkes topu bir başkasına atıyor.

LAFI ORTAYA ATMAK YETMEZ

Bu işin çözümü belli:
Kim ne yapması gerekiyorsa birisi çıksın, abilik yapsın, toplasın, derlesin. Lafı ortaya atıp muhatabına ima etmekle bir yere varamayız. Masaya oturmalı, plan yapmalı, yolu haritalandırmalıyız.
Basın olarak bizler de elimizden geleni yapmaya hazırız. Yazarız, çizeriz, kamuoyu oluştururuz. Ama sadece “Savunma sanayi gelsin” demekle olmuyor. “Niye gelmiyor?” diye sormakla da bir yere varılmıyor. Biz gazeteciler yazar, siyasetçiler biraz rahatsız olur, gündem olur, sonra yine küllenir.
Zamanı gelir, bizden sonraki çocuklarımız, torunlarımız aynı konuyu yeniden gündeme getirir. Aynı senaryo tekrar sahneye konur.
Tıpkı 50 yıl önce olduğu gibi. Oysa 50 yıl önceki senaryonun bugün tekrarını yaşıyorsak, emin olun 50 yıl sonra da aynı döngüyü yaşayacağız.

ARTIK ADIM ATMAK ZAMANI

Savunma sanayiinde Yozgat’ın yerini almasını istiyorsak, içinde bulunduğumuz durumu savunmak yerine bir şeyler yapmamız, adım atmamız gerekiyor. Birliğe, samimiyete, iradeye ihtiyacımız var. Çorum, Kırıkkale ve Kırşehir başardıysa, Yozgat da başarabilir.
Unutmayalım, “Taş yerinde ağırdır.” Yozgat’ın potansiyeli kendi toprağında değer bulmadıkça, başka hiçbir yerde o ağırlığı hissedilmeyecek.
“Çivi çiviyi söker, ama çekiç olmadan olmaz.” Yani niyetler çivi gibi birbirini tetikler, ama irade ve liderlik olmazsa hiçbir hayal gerçeğe dönüşmez.
Yozgat, yıllardır acemi birliğini beklediği gibi, bugün savunma sanayini bekliyor. Ama beklemekle olmaz.
Bu defa beklemek yerine harekete geçelim, yoksa torunlarımız da aynı hayali konuşmaya devam edecek.
Acemi Birliği fırsatı kaçtı bir gayret savunma sanayi, yeter ki adım atılsın bu gün olmaz yarın olur.