Korona virüs illeti ile tüm insanlık canhıraş mücadele veriyor.
Her ne kadar alınan tedbirleri, sağlanan destekleri eleştirsek de yüzümüzden düşmeyen maskeler dahi mücadelenin çok önemli paydasını oluşturuyor.
Bir yanda hayatın en net gerçeği ölüm kapımızı çaldı çalak tehlikesi yaşarken diğer yanda vurdum duymazlıkları yaşadığımız doğrudur.
Ne gariptir ki doğrular yanlışları bitirmiyor, neden olduğu sorunları bertaraf etmiyor, bilakis yeni vakaların oluşmasına neden oluyor.
İsterseniz çok uzatmadan Yozgat’ta süreci baltalayan, insanımızın ve de kurumların zafiyeti ile oluşan hastalık zincirini konuşalım.
Efendim, kısa bir süre önce yaşanan ve farklı örneklerinin olduğunu da öğrendiğim olayın özeti şöyle.
Yozgat’ta covid-19 teşhisi ile hastanede tedavi edilen vatandaş vefat eder. Yakınları cenaze defni öncesinde merhumun yıkanmasından defnedilmesine (mezar içine yerleştirilmesine kadar) olayla yakından ilgilenir. Ve ortaya çıkan sonuç, akrabaların büyük bölümünün testi pozitif çıkar.
Korona virüs yüzünden vefat etmiş bir kişinin cenaze öncesi hazırlıklarından defnine kadar olan süreçte yakınların bu denli yakın temasta bulunması doğru mudur?
Aslında bir süredir dikkatimi çeken, garipsediğim bir konuydu.
Siz her türlü önlemi alacaksınız, cenazeleri iki elin parmaklarını geçmeyen insanla defnedeceksiniz ancak cenaze yakınlarının vefat sonrası yaşanan süreçte mevta ile yakın temasta bulunmasına müsaade edeceksiniz.
Maalesef korona virüse bağlı ölümlerden sonra bu tür durumlar yaşanmaya ve buna bağlı olarak pozitif vakaların sayısı artmaya başladı.
Tek başına artışın sebebi budur demek istemiyorum lakin insan nefes alırken bir birinden uzak duruyor, sıkı önlemler alıyor, ev hapisleri yaşıyor, maske-mesafe deniliyor, ne gariptir ki covidden yaşamını yitiren bir insanın defin işlemleri mesafesiz yapılıyor.
Durum bu, yanlışım varsa lütfen düzeltin ya da bu işe bir çare bulun.
Emekler boşa, nefesler hiç uğruna gitmesin.
KENE
Bununla yaşamaya alışmalıyız sözüne kesinlikle karşı çıkan biriyim.
Korona ile yaşamaya alışmalıyız, maske ile yaşamaya alışmalıyız sözleri duymaya dahi tahammülü olmayan biri olarak kene ile yaşamaya alıştığımızı söylemekten üzüntü ve de rahatsızlık duyuyorum.
Maalesef son 10 yılda hayatımızın yaz dönemlerinde tehlikeli bir parçası olan kene yine başımızın belası.
Karşı karşıya olduğumuz kuraklık kene popülasyonunu artırmış görünüyor.
Neden olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı en az kovid kadar bulaşıcı ve tehlikeli.
Havaların ısınması insanları doğayla iç içe olmaya başladığı bu günlerde maalesef keneye karşı da uyarıda bulunmak durumundayım.
Lütfen dikkatli olalım.
Hayatı zorlaştıran bu tür durumlar karşısında biraz daha dikkatli ve uyanık olmaktan başka çaremiz yok.
Sanırım bu dünyada bize rahatlık yok!