Bu yazı bir tarafın değil, şehrin yazısıdır.
Son iki haftada Yozgat Belediye Meclisi’nde kazanan yok. Ne iktidar kazandı, ne muhalefet. Kaybeden Yozgat oldu.
Kavga manşet olur ama hizmet tarih yazar. Bugün konuşulanlar yarın unutulur. Ama yapılmayan işler yıllarca hatırlanır.

SON SÖZ YOZGATLI’NIN

Yozgatlı sandıkta mesajını verdi. “Yönetin” dedi, “didinin” demedi.
Şehir siyaseti büyütür, kavga küçültür.
Bir kıssayla bitireyim:
Bir bilgeye sormuşlar, “Barış nasıl olur?”
“Önce sesi kısın, aklı açın”
demiş.
Yozgat Meclisi için reçete bu kadar basit.
Ses kısılmalı.
Akıl açılmalı.
Şehir kazanmalı.
Bugün Yozgat’ın ihtiyacı kavga değil, kurumsal olgunluktur. Çünkü şehir artık büyüme eşiğinde; yatırımlar, projeler, hizmetler kapıda bekliyor. Bu süreçte siyasi çekişme değil, ortak akıl Yozgat’a değer katacaktır. Türkiye’nin pek çok şehrinde belediye meclisleri farklı görüşlerden oluşmasına rağmen büyük projelere birlikte imza atabiliyor. Çünkü orada öncelik siyaset değil, şehirdir. Aynı anlayış Yozgat’ta da mümkündür, yeter ki niyet ortak olsun.
Yozgat’ın yarınlarını belirleyecek olan bugünkü duruştur. Mecliste yükselen her ses sokakta moral bozar, esnafın umudunu kırar, gençlerin geleceğe bakışını karartır. Oysa bir adım geri çekilmek, bir kelimeyi yutmak, bir cümleyi yumuşatmak bazen şehrin kaderini değiştirir.
Unutmayalım,
Siyaset geçici, Yozgat kalıcıdır.
Koltuklar biter, ama bu şehir bizimle yaşamaya devam eder.
DİP NOT: Kaos, gürültü, gerginlik üzerinden 50 yıl önce de prim bekleyenler, plan kuranlar, plan kurduranlar oldu, akıl aynı akıl, senaryo aynı senaryo, hiçbir şey değişmemiş!